Doğayı, kentleri, yaşam alanlarını esir alan aşırı iklim olayları gün geçtikçe yeni normalimiz halini alırken gidişata karşı milyonların iradesini gösterecek 8 Eylül Küresel Etkinlik Günü’nde hep birlikte İklim İçin Ses verelim!

İnsan kaynaklı iklim krizi; kontrol edilemeyen yangınlarla, sıcak hava dalgalarıyla, ani hava değişimleriyle her geçen gün etkilerini daha fazla hissettiriyor. Bir yandan fosil yakıt kullanımı, diğer yandan enerji tüketiminin %70’inden sorumlu kentler, bu krizi derinleştiren etmenler olarak öne çıkıyor. Bu sebeple, dünyanın Paris İklim Anlaşması hedeflerine ulaşması için yerel yönetimleri iklim taahhütlerinde bulunmaya davet edecek Küresel İklim Eylem Zirvesi, 12 – 13 Eylül’de Kaliforniya’da gerçekleşecek. Zirveden hemen önce, 8 Eylül’de ise çeşitli STKlar, demokratik kitle örgütleri ve yerel toplulukların öncülüğünde, yerel yönetimleri bir an önce iklim krizine karşı harekete geçmeye çağıracak etkinlikler düzenlenecek. Rise for Climate adlı küresel eylem günü Türkiye’den İklim İçin Ses Ver’mek isteyen herkese açık. STKlar, platformlar, yerel örgütlenmeler ve bireyler www.iklimicinsesver.org’ye girerek kayıt olabilir, iklim krizine karşı kendi etkinliklerini düzenleyerek küresel etkinlik gününe katılabilirler. Gerçekleşecek etkinlikler hakkında bilgilere ve güncellemelere ulaşmak için de www.iklimicinsesver.org‘ye kayıt olunabilir.

 

“İklim hareketinin sesi yerelden yükselir”

Farklı yerellerde çeşitli etkinliklerin düzenlenmesinin hedeflendiği ve iklim krizine karşı atılacak adımlarda kentlerin ve yerel yönetimlerin öncü rolünü vurgulayacak 8 Eylül “İklim İçin Ses Ver” etkinlik günü hakkında 350 Türkiye’den Efe Baysal şöyle dedi:

“Kentler, muazzam enerji ihtiyaçlarıyla bir yandan iklim krizinin faili öte yandan mağduru konumundalar. Özellikle enerji ihtiyacının Türkiye dahil bir çok ülkede başta fosil yakıtlardan karşılandığı hesaba katıldığında kentlerimiz, iklim krizine karşı giderek kırılgan hale geliyorlar. Bugün birçok kent, ani hava değişimleriyle, kuraklıkla ve sıcak hava dalgalarıyla tehdit altında. Bu tehditler sadece kentlerimizi yaşanmaz hale getirmiyor, aynı zamanda ciddi sağlık sorunlarına da sebep oluyor. Bütün bunlara bir çok kentin altyapısının iklim krizine karşı hazırlıksız olması da eklendiğinde durumun ciddiyeti artıyor. “İklim hareketinin sesi yerelden yükselir!” diyeceğimiz 8 Eylül’de öncelikli amacımız yerel yönetimlere sorumluluklarını hatırlatmak ve herkesi iklim için ses vermeye davet etmek.”

Kentler neden iklim krizinin faili ve mağduru?

Kentler ve iklim krizi arasındaki bağlantıları gösteren dosyamız için tıklayın

Tüketim merkezi konumunda olan kentler, doğal kaynak tüketiminin %75’inden, enerji kullanımının %60-70inden, enerji tüketiminin de %70’inden sorumlu durumda.

Kentlerin arkasındaki itici güç inşaat sektörü, bütün suyun %40’ını, orman ürünlerinin %70’ini, enerjinin %45’ini kullanıyor.

Global Gridded Model of Carbon Footprints projesi araştırmasına göre dünya çapında en yüksek karbon ayak izi olan 100 kent, küresel karbon ayak izinin %18’inden sorumlu durumda. İstanbul bu 100 kent arasında 26. Ankara ise 80. sırada.

Dünyanın en büyük şehirleri kıyı şeritlerinde bulunuyor ve toplam dünya nüfusunun onda birine ev sahipliği yapıyor. Climate News Network’ün yaptığı araştırmaya göre yükselen sular özellikle mega kentleri tehdit ediyor. Gidişat bu şekilde devam ederse sadece suların yükselmesinden dolayı 2030’a geldiğimizde İstanbul ve İzmir’de yılda 330 milyon dolarlık hasar, 2100 yılında ise 15 milyar dolarlık hasar ortaya çıkabilir.

Sadece Temmuz 2018’de:

  • Sıcak hava dalgaları Japonya’yı vurdu, Kumagaya kenti tarihinde ilk defa 42 dereceyi gördü. Sıcak hava dalgaları onlarca kişinin ölümüne sebep olurken, sıcak hava dalgalarının yol açtığı çeşitli sağlık sorunlarıyla kentlerde binlerce kişi hastanelere başvurdu.
  • Beklenmeyen aşırı yağışların tetiklediği heyelan sebebiyle Laos’da yapım aşamasındaki baraj çöktü. 6600 kişi evini terk etmek zorunda kaldı, yüzlerce kişi kayıp.
  • Yunanistan’daki orman yangınları aşırı sıcakların da etkisiyle kontrolden çıktı. 79 kişi ve sayısız canlı hayatını kaybetti.
  • Marmara çevresinde 23 – 24 Temmuz’da 43338 yıldırım ve şimşek tespit edildi.
  • Uzmanlar İstanbul için 1981 – 2010 Temmuz ayı ortalama yağış günü sayısının 4,3 olduğunu söylerken bu sayı 2018’de iki katına çıktı. Ani bastıran yağışlar geçtiğimiz sene de ciddi altyapı sorunlarına sebep olmuştu.
  • İsveç’te Kuzey Kutup Bölgesi dahil olmak üzere orman yangınları artmış durumda

Eğer iklim krizi kontrol altına alınmazsa iklim değişikliğine bağlı afetlerle bir çok kent yaşanmaz hale gelecek. Artan sağlık masrafları, kentlerdeki kültürel ve tarihsel yitim, sosyal ilişkilerin parçalanması gibi bir dizi etki de kentlerde yaşanacak.