Zeytin ağacı Karia Uygarlığı’ından itibaren Milas’ın sembolü ve 4000 yılı aşkın bir süredir Milaslılar zeytincilik yapıyorlar. Bugün Milas, zeytinin ve zeytinyağının Türkiye’deki başkenti olarak kabul ediliyor.

“Ölmez Ağaç”, aynı zamanda Anadolu’nun kültürünün bir parçası, bugün korunması gereken ve nesilden nesile aktarılması gereken bir miras. Öte yandan Milas, neredeyse 40 yıldır havayı, suyu, toprağı, yeryüzünü zehirleyen iki kömürlü termik santralin ve kömür madenlerinin istilasına uğramış durumda.

Zeytin ağacı, Milas’ın sadece geçmişi için önem arz etmiyor. Geçtiğimiz ay yayınlanan “Yerel Ekonomi İçin Dönüşüm Fırsatı: Milas’ta Zeytincilik Raporu”na göre de kirleticilere bağımlı olmadan yerel ekonomiyi güçlendirmek mümkün. Rapor, 2021 fiyatlarına göre Milas’ta yer alan iki kömürlü termik santrale sadece bir yılda sağlanan 260 milyon TL’lik devlet desteğinden daha az miktarda bir meblağnın (240 milyon TL) zeytin sektörünü kalkındırmak için kullanılırsa Milas’ta zeytinciliğin önemli ölçüde güçlenebileceğini ve zeytinin bölgeye ekonomik katkısının ciddi oranda artacağını ortaya koyuyor. Aynı rapor, gerekli tanıtım ve tescil süreçleri uygulanırsa AB coğrafi işaretli Milas zeytinyağının değerinin 2021 fiyatlarına göre 4,5milyon TL’den 60 milyon TL’ye çıkabileceğini gösteriyor. 

Bütün bu sebeplerle “zeytin hayattır” diyen İkizköylüler, zeytin üreticileri, Milaslılar, geçmişlerini, bugünlerini ve geleceklerini savunmak için kömüre karşı mücadele ediyorlar. 

Seni, Selen Çatalyürekli’nin hazırladığı ve Avrupa Birliği (AB) coğrafi işaret tescilli zeytinyağıyla ünlü Milas’ta zeytinciliğin tarihsel ve kültürel önemini, ekonomik potansiyelini ve kömürlü termik santraller ile kömür madenleri sebebiyle karşı karşıya olduğu tehlikeleri anlatan ‘Buna Rağmen Köyümüzde: Ölmez Ağacın Hikayesi’ belgeselini izlemeye davet ediyoruz.