Dünyanın dört bir yanından kültür sanat insanlarını bir araya getiren İstanbul Bienali’nin 16.sı bu sene “Yedinci Kıta” adıyla gerçekleşiyor. Okyanuslardaki plastik kirliliği başta olmak üzere gezegenimizin karşı karşıya olduğu ekolojik krizi ve iklim krizini odağına alan İstanbul Bienali çarpıcı eserler ve oturumlarla herkese açık.

Öte yandan Bienal’in destekçilerine bakınca bienalin bu seneki “ekolojik hassasiyetleri”yle doğrudan çelişen, tezat bir fotoğraf karşımıza çıkıyor. Destekçiler arasında Türkiye’de kömürlü termik santralleri işleten enerji şirketleri, petrol şirketleri, doğalgaz şirketleri bulunuyor. Bir yandan plastik kirliliğine dikkat çeken, iklim krizi üzerinden tartışmalar gerçekleştiren Bienal, diğer yandan krizin faillerinden destek almaktan çekinmiyor. 

İklim krizine karşı bir an önce harekete geçilmesi talebiyle 20 – 27 Eylül arasında dünyanın dört bir yanında genç iklim aktivistleriyle birlikte 7,6 milyon insan iklim grevine çıkmışken, gençler “geleceğimizi çaldınız” diye haykırırken bugün bir sanat kurumunun iklim krizinin baş faili fosil yakıt şirketlerinden sponsorluk alması kabul edilemez. 

 

Sanatın ve sanatçının kömürün karasını, petrolün katranını yeşile boyayan fosil yakıt şirketlerine ihtiyacı olamaz, olmamalı. Sanat ve kültür faaliyetleri, fosil yakıt şirketlerinin kendilerini aklama çalışmalarına alet edilemez, edilmemeli. 

İKSV başta olmak üzere Türkiye’deki sanat ve kültür kurumlarına, dünyanın dört bir yanında fosil yakıt şirketleriyle ilişkilerini sonlandıran benzer kurumları örnek almalarını talep ediyoruz ve bir an önce fosil yakıt parasından vazgeçmeleri çağrısında bulunuyoruz. 

Dünyadaki son gelişmeler 

Amerikan Doğa Tarih Müzesi önünde “Fosilsiz Kültür” ışıklı dövizleriyle iklim aktivistleri

Dünyada fosil yakıt şirketleriyle sponsorluklarını sonlandıran ve yatırım portfolyolarını fosil yakıtlardan çeken bazı kültür ve sanat kurumları şöyle: 

Devam etmekte olan mücadeleler

Yukarıdaki örneklerin yanı sıra, iklim aktivistleri fosil yakıt şirketlerinden finansal destek almaya devam eden kültür ve sanat kurumlarına, şirketlerle işbirliklerini sonlandırmaları için çağrıda bulunmaya devam ediyor. Bu kurumlardan en ünlüsü ise Paris’teki Louvre Müzesi. Geçtiğimiz Eylül ayında “Louvre’u Özgürleştirelim” inisiyatifi müzenin petrol devi Total’le olan bağını sonlandırması için müzenin ünlü piramidini “lekelemişti”.

Total a les mains sales

Nous avons taché la Pyramide du Louvre, dont Total est encore partenaire, car Total a les mains sales et le musée salit également son image en continuant à tendre la main à l’un des principaux responsables de la crise climatique !

Posted by Libérons le Louvre on Friday, September 27, 2019

 

Aynı amaçlarla Hollanda’da faaliyet gösteren “Fosilsiz Kültür” aktivist grubu da 22 Eylül’de Concertgebouw konser salonunun Shell’le olan ilişkisini sonlandırması için, salonda gerçekleşen bir klasik müzik konserini ziyaret ederek konser sonunda şair Hannah van Binsbergen’in dizelerinden oluşan pankartları açmıştı. İlk dize insanlığın iklim krizi karşısında yokoluşu seçtiğini gösteren olası bir gelecekten “Bizim olmadığımız bir dünya için yol verdik” diye seslenirken, pankartlarla açılan ikinci dize ise dünyada kalan son insanın son düşüncesini anlatıyordu : “Bunların hiçbiri olmamış gibi olacak”

Son olarak…

İklim krizinin baş faili fosil yakıt şirketlerine karşı mücadele her yerde devam ediyor ve kültür ve sanat sektörü bu mücadeleden azade değil. Bizler de İKSV’yi ve fosil yakıtlarla ilişkili diğer kültür ve sanat kurumlarını yukarıdaki örneklerdeki kurumlar gibi toplum için, yeryüzü için sorumlu davranmaya davet ediyoruz.

Genç nesillerin sesini duymasını arzuladığımız İKSV’den bundan sonrası için “İKSV seve seve fosil yakıt parasından vazgeçti” açıklamasını bekliyoruz.

İklim krizine karşı harekete geçen herkesi, fosil yakıt şirketleriyle ilişkilerini sonlandırmayan kültür ve sanat kurumlarının etkinliklerine gitmemeye ve bu kurumları afişe etmeye çağırıyoruz. Topluma, yeryüzüne duyarlı sanatçıların da aynı hassasiyeti göstereceğine inancımız tam.