Küresel enerji pazarında hızla büyüyen yenilenebilir enerji Türkiye’de de üretimdeki oranını giderek artırmakta. Eldeki veriler, 2014’de 40 MW ile başlayan güneş enerjisi santrallerini kapasitesinin şu an 7 bin 816 MW’a ulaştığını gösteriyor.

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması ile güneş enerjisi 2015 yılında 249, 2016’da 833 MW’a yükseldi. En fazla artışın olduğu 2017’de ise bir önceki yıla göre yaklaşık %311’lik artışla 3 bin 421 MW’a çıktı.

Bununla beraber azalan destekler ile güneş enerjisindeki büyümede yavaşladı. 2018’deki 5063 MW’lık güç geçtiğimiz yıl 7bin 816 MW’a ulaştı.



Yani ilk 4 yılında neredeyse %900 büyüyen güneş enerjisi, teknolojinin bu dönemde giderek ucuzlamasına ve verimliliğin artmasına rağmen son 4 yılda sadece %50’lik bir büyüme gerçekleştirdi.

Burada Türkiye’nin Paris Anlaşmasını imzalamasına rağmen kömürlü termik santrallerin desteklenmesinin etkisi olduğunu belirtebiliriz.

Türkiye’nin Yatağan Termik Santrali’nin üretim süresini uzatmak, Afşin Elbistan’a yeni termik santral ya da Eskişehir’e kömür madeni planları yapmak yerine, yenilenebilir enerjiye ve verimlilik teknolojilerine yatırım yapması gerek.

Yenilenebilir enerjinin giderek ucuzladığı ve verimiliğinin arttığı bu dönemde finansal desteğini kaybetmiş, teknolojisi ilerlemeyen çağdışı kömüre yatırım yapmak hem mantık dışı hem de iklim krizini büyütmekte.

Zaman kömürden kurtulmanın  ve yenilenebilir enerji ile Adil Dönüşüm’ün zamanı.

Sen de #KömürdenKurtul’mak istiyorsan,bu linkleri tıklayarak Yatağan Termik Santraline karşı mücadele eden İkizköylüler’e ve planlanan kömür madenine karşı mücadele başlatan Eskişehirlilere destek olabilirsin.

Kömürlü termik santrallere çevre yatırımı muafiyeti verilmemesi için başlatılan Temiz Hava Hakkı kampanyasına ise buraya tıklayarak destek verebilirsin.