Geçtiğimiz günlerde Muğla’nın merkezinde üçüncü derecede doğal ve kentsel sit alanı olan Karabağlar Yaylası, Sece Yaylası ve Yaraş Soda’yı içine alan geniş bir alanda kömür kaynakları için sondaj çalışmalarının yapılması Muğla Çevre Platformu tarafından kamuoyunun gündemine getirilmiş, oluşan kamuoyu tepkisi ardından MTA sondaj çalışmalarının tekrar değerlendirilmek üzere durdurulduğunu açıklamıştı.
Dün (28 Ağustos Çarşamba) Menteşe Kent Konseyi’nin çağrısıyla sondaj yapılan alanda, Karabağlar halkı ile termik santraller ve kömür madenlerinden sebebiyle yaşam alanları tehlike altında olan Yatağan – Turgut, Milas – İkizköy, Karacahisar, Çamköy köylülerinin katılımıyla bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasına, Muğla Çevre Platformu üyeleri, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, Milletvekilleri Süleyman Girgin, Burak Erbay, İstanbul Milletvekili Gökhan Zeybek de destek verdi.
Fosil yakıtları yerin altında bırak vurgusu
“Karabağlar’ın yeşiline kömür karası değdirtmeyiz” ve “Kömürsüz Muğla İçin” pankartları arkasında bir araya gelen Muğlalılar adına basın açıklamasını Menteşe Kent Konseyi Başkanı Dr. Vehip Keskin gerçekleştirdi. Keskin konuşmasında kömür ve diğer fosil yakıtların doğaya ve insan sağlığına geri dönüşsüz zararları olduğunu vurgulayarak başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynakları zengin olan Türkiye’de kömür arama ruhsatlarının verilmesinin anlaşılır olmadığını söyledi.
Kömür Belası bölgede yerinden edilmeleri tetikleyecek, tarımı yok edecek, su havzaları kirlenecek
Keskin yaptığı açıklamada Karabağlar Yaylası’nın şehir merkezinde bulunduğunu ve Anadolu’nun tek çukur yaylası olduğunu belirtti. Keskin bölgenin tarihi, kültürel ve ekolojik öneminin altını çizerek, “bu bölgede kömür veya başka bir maden için arama izni verilmesi; yeraltı su havzalarının yok olmasına neden olacak, bu bölgede yaşayan ve tarımla hayatını kazanan binlerce insanın ekmeğinden olması yanında bu insanların, Yatağan’da yaşandığı üzere, topraklarından edilmesi çok önemli sosyolojik sorunlar yaratacaktır.” dedi.
2 Eylül’de halk forumuna çağrı
Keskin konuşmasının sonunda MTA’nın sondaj çalışmalarının tekrar değerlendirilmek üzere durdurmasını olumlu ancak yetersiz bulunduğunu söyledi, bölgede kömür veya herhangi bir maden arama faaliyetinin tekrar gündeme gelmemesi gerektiğinin altını çizdi. Gelişmelerin takip edilmesi ve kömür arama faaliyetlerine karşı yapılacakların tartışılması için 2 Eylül Pazartesi 18.00’da Konakaltı Kültür Merkezi’nde tüm tarafların katılımıyla forum çağrısının da yapıldığı basın açıklaması alkışlarla sonlandı.
Basın açıklaması ardından Yatağan termik santrali önünde bir araya gelen Turgutlular ve İkizköylüler, “İkizköy, Turgut el ele kömürsüz güzel günlere!” sloganları atarak kömür belasına karşı dayanışma mesajı verdi.
Termik santrallerle havası, suyu,toprağı zehirlenen, kömür yatakları genişlemesiyle zeytinlikleri,tarım arazileri yok edilen Turgut & İkizköylüler'den dayanışma mesajı:
İkizköy, Turgut el ele
Kömürsüz güzel günlere! 🌿#KömürsüzMuğla#YerinAltındaBırak#FosilYakıtlardanKurtul pic.twitter.com/9ycFibTx3I— 350 Türkiye (@350turkiye) August 29, 2019
***
- Fotoğraflar: Muğla Çevre Platformu
- Muğla’daki kömür madenlerinin ve termik santrallerin etkilerini ve mücadele edenlerin hikayelerini İmre Azem’in kamerasından izlemek için tıklayın: Muğla ve Kömür Belası
- Muğla’da kömürün toplumsal, ekolojik, ekonomik, kültürel etkileri hakkında daha fazla bilgiye ulaşmak için tıklayın: Kömürün Gerçek Bedeli
- Menteşe Kent Konseyi tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasının tamamına aşağıdan ulaşabilirsinizBasına ve Kamuoyuna,
Bildiğimiz gibi, 26.08.2019 Pazartesi günü, yöre halkının dikkati ve sorumlulara bildirmesiyle; Evliya Çelebi’nin yüzlerce yıl önce ‘’bir benzeri yok’’ dediği, asırlık ağaçları, suları ve yemyeşil doğası ile ülkemizin en güzel yaylalarından olan, aynı zamanda üçüncü derece doğal ve kentsel sit alanı Karabağlar Yaylası, Sece Yaylası, Yaraş Soda’yı içine alan geniş bir alanda kömür arandığı öğrenilmiştir. Ayrıca yapılacak sondajlar ve ortaya çıkacak sonuçlara göre bu bölgelerde işletme ruhsatları verilebileceği bilgisine de ulaşılmıştır.Oysa, başta kömür olmak üzere fosil yakıtların doğaya ve insan sağlığına geri dönüşsüz zararlar verdiği bilinmektedir. Bu nedenle dünyanın gelişmiş ülkeleri doğayı tahrip eden, vatandaşının sağlığını bozan kömür arama tekniklerinden uzaklaşmakta,kömür kullanımını giderek azaltmakta ve de yakın gelecekte sıfırlamaya çalışmaktadır.
Durum böyleyken, başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından son derece zengin olan ülkemizde, her geçen gün yeni kömür arama ruhsatlarının verilmesi anlaşılır gibi değildir.
Yatağan ve köylerinde yaşanan doğa katliamları, sağlık sorunları, insanların yüzlerce yıldır yaşadığı topraklardan taşınmak zorunda bırakılması hepimizin malumudur.
Muğla’nın kalbinde, şehir merkezinde bulunan ve de Anadolu’nun tek çukur yaylası özelliğiyle ülkemizde tek olan Karabağlar Yaylası Üçüncü Derece Doğal ve kentsel sit alanıdır ve koruma altındadır. Binlerce insanın yaşadığı; hem doğal hem de sosyal yaşamın devam ettiği, aynı zamanda önemli bir tarım bölgesidir. Doğanın ve yaşamın bu kadar uyumlu olduğu, sadece ülkemizde değil Dünya’da örnek gösterilen nadide bir alandır.
1000’den fazla anıt ağacıyla, endemik bitkileriyle, yüzyıllardır duran kahveleriyle, yayla bülbülleri ve kavunuyla, irimleri, kesikleri, geleneksel mimarisi ve ahşap evleri ile atalarımızın, çocuklarımıza ve gelecek nesillere bırakmamız için bize bıraktığı bir emanettir.
Bu eşsiz doğa harikası yerin, kömür veya herhangi bir maden arama bahanesiyle talan edilmesine kesinlikle karşıyız. Bu bölgede kömür veya başka bir maden için arama izni verilmesi; yeraltı su havzalarının yok olmasına neden olacak, bu bölgede yaşayan ve tarımla hayatını kazanan binlerce insanın ekmeğinden olması yanında bu insanların, Yatağan’da yaşandığı üzere, topraklarından edilmesi çok önemli sosyolojik sorunlar yaratacaktır.
Değerli hemşehrilerimiz, kamuoyuna yansıyan bazı açıklamalarda, yörede sadece araştırma amaçlı sondajlar yapıldığı belki de madene rastlanmayacağı bildirilmektedir. Öncelikle şunları sormak isteriz:
Ya bulunursa ne yapılacaktır?
Bu eşsiz güzellikteki bölge delik deşik mi edilecektir?
Burada yaşayan binlerce insan yerinden yurdundan mı edilecektir?
Bu sondajların sonucundan bağımsız olarak ve aranan maden ne olursa olsun, bu bölgenin akla getirilmesinin dahi kabul edilemez olduğunu üstüne basa basa vurguluyoruz.
Akıl ve vicdan sahibi hiçbir Muğla’lı, yaşadığı şehrin doğa harikası mirasının yağmalanmasına kesinlikle izin vermeyecektir. İlkel yöntemlerle kömür aramak yerine, tüm dünyada olduğu gibi başta güneş olmak üzere yenilenebilir kaynaklara yönelmeliyiz. Bunların da yeri kesinlikle başta Karabağlar Yaylası olmak üzere Muğla’nın eşsiz güzellikteki yaylaları değildir ve de hiçbir zaman olmamalıdır.
Son olarak, Muğla kamuoyunda oluşan olağanüstü ve haklı tepkiler sonucu sondaj çalışmalarının, tekrar değerlendirilmek üzere, durdurulduğu açıklanmıştır. Çalışmaların durdurulması olumlu olsa da kesinlikle yeterli değildir. Başta Karabağlar yaylası olmak üzere bölgemizde kömür veya herhangi bir maden arama faaliyetleri sonlandırılmalı ve bu konu tekrar açılmamak üzere sonsuza dek kapatılmalıdır.
Bu konudaki gelişmeler tarafımızca son derece dikkatli bir şekilde takip edilmeye devam edilecek olup, konuyla ilgili olarak 02.09.2019 Pazartesi saat:18.00’de Konakaltı Kültür Merkezinde Muğla halkının ve tüm tarafların katılacağı bir forum düzenlenecektir. Tüm halkımızı bekliyoruz.
Saygılarımızla, Menteşe Kent Konseyi