Marmara Bölgesi’nin Karadeniz kıyı kuşağı boyunca batıda Istranca Dağları’ndan doğuda Melen Havzası’na kadar uzanan kadim Kuzey Ormanları, kentleşme baskısıyla, enerji projeleriyle ve mega projelerle uzun süredir tehdit altında. İstanbul’un doğal sınırlarını aşarak çeperlerinde ve hatta ötesinde kalan ekolojik alanlara doğru yayılmasına paralel olarak artan bu tehditlere karşı Kuzey Ormanları Savunması ve Türkiye Ormancılar Derneği geçtiğimiz Mayıs sonunda “Kuzey Ormanları ‘Muhafaza Ormanı’ İlan Edilsin” kampanyası başlatmıştı. Kampanya kadim ekosistemi korumak için önemli zira imza metninde de altı çizildiği gibi bu bütüncül ekosistem kuşağı:
“üç farklı iklim bölgesinin buluşma ve geçiş alanını oluşturmasıyla son derece zengin bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapmaktadır. Bu çeşitlilik, yaklaşık 3.000 farklı bitki türünü, 46 ağaç türünü, 2.800 civarında otsu bitki türünü ve endemik bitki taksonlarını barındırmaktadır. Kuzey Ormanları aynı zamanda 48 adet memeli, 350 adet kuş, 350 adet balık ve 45 adet sürüngen/kurbağa türünün yaşam alanı ve dünyanın önemli kuş göç yollarındandır. Orman, açık alan, sulak alan, kayalık, kumul, longoz gibi çok farklı ekosistemlere sahip Kuzey Ormanları’nda 15 adet Önemli Doğa Alanı (ÖDA) bulunmaktadır.”
55 bin imzayı geçen kampanyaya TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Doğal Yaşamı Koruma Vakfı, Validebağ Gönüllüleri gibi bir çok demokratik kitle örgütü ve sivil inisiyatif destek veriyor.
Özellikle iklim krizi çağında ormansızlaşmaya karşı atılacak adımlar iklim krizine karşı da yapılabilecek en etkin mücadele yöntemlerinden birini oluşturuyor. Zira İklim İçin Kentler rehberinde de altı çizildiği gibi ortalama bir ağaç yılda 22 kilogram karbondioksit tutarken 40 yaşında bir ağaç ömrü boyunca 1 ton karbondioksit tutabiliyor. Yeşil alanlar doğal karbon yutağı olmasının yanı sıra kentsel ısı adası etkisini, ısıtma ve soğutma ihtiyacını ve hava kirliliğini azaltan önemli faktörler konumundalar.
Öte yandan ormansızlaşmanın küresel ısıtmayı tetikleyen sera gazı salımlarına %15 gibi önemli bir etkisi olduğu belirtiliyor. Yapılan bir araştırma da halihazırdaki orman alanlarının muhafaza edilmesinin ve zarar görmüş orman alanlarının restore edilmesinin 2030 yılına kadar karbon salımlarını %18 azaltabileceğini ve küresel sıcaklık artışının ortalama 1,5 derecede kalmasında önemli bir katkısı olabileceğini belirtiyor.
Başta fosil yakıt bağımlılığından kurtulmak olmak üzere iklim krizine karşı aslında reçete basit ancak içinde bulunduğumuz insan merkezli sistemde uygulama zor… Bu reçetede ekolojik varlıkların kendine özgü değerleri ile tüm canlılar için hayati önem taşıyan temiz hava, temiz su, temiz toprak gibi düzenleyici işlevlerinin muhafaza edilmesi en başta gelen unsurları oluşturuyor.
Tam da bu yüzden Kuzey Ormanları’nın muhafaza edilmesi gezegenimiz için, geleceğimiz için zaruri…
İmza kampanyasına destek vermek için tıklayın: Kuzey Ormanları ‘Muhafaza Ormanı’ ilan edilmeli ve mutlak koruma altına alınmalıdır!