14 Şubat 2019 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti, Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokratik Partisi’nin ortak kararı ile geri çekilen “termik santrallere havayı kirletme izni” veren yasal düzenleme yeniden gündemde. 2013’ten beri çevre yatırımlarını gerçekleştirme taahhütlerini yerine getirmeyen ve mühletleri yasal düzenlemelerle üç defa uzatılan 15 kömürlü termik santrale dördüncü kez havayı kirletme izni verilmek isteniyor, üstelik üç yıl daha. Teklif yasalaşırsa, Türkiye’nin en eski ve kirli santralleri Haziran 2022 yılına kadar havayı kirletmeye, halk sağlığını tehdit etmeye devam edecek. 

Havayı kirletme izni yasal düzenlemesi (eski Madde 45) son olarak Şubat 2019’da kamuoyunun gündemine gelmiş, Temiz Hava Hakkı Platformu, yasal düzenlemeye karşı #temizhavahaktır diyerek bir hafta içinde 70 bin imza toplamıştı. Yapılan meclis oturumlarında tüm partilerden temsilciler söz konusu termik santrallerin çevre yatırımını tamamlamadan  çalışmaya devam etmelerine olanak sağlamayacaklarına dair sözler vermişti:

Elbistan’daki, Afşin’deki hemşehrilerin içlerinin rahat olması temennisinde bulunan AK Parti Milletvekili ve Grup Başkanı Mehmet Muş 17 Temmuz 2019 tarihinde Meclis Genel Kurulu’nda “O şirketlere tanıdığımız süre bu yıl sonu itibarıyla bitiyor, o süre zarfında buradaki standartlara uygun şekilde filtreleme yapılacaktır; uzatma süresi verilmemiştir, verilmeyecektir.” demişti. 

Milliyetçi Hareket Partisi Manisa Milletvekili Erkan Akçay ise 14 Şubat 2019 tarihli Meclis Genel Kurulu’nda “Teklif metninde 45’inci maddede yer alan düzenlemenin tüm parti gruplarının ortak mutabakatıyla teklif metninden çıkarılmış olması oldukça sevindiricidir. Çünkü, çevre hassasiyetini daima muhafaza etmemiz ve bu konuda bir kararlılık sergileme ihtiyacımız vardır.” demişti. 

Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Milletvekili Özgür Özel de 2019 sonuna doğru maddenin yeniden gündeme getirilebileceğini hatırlatıp “Bu şirketler, 2019’un sonuna doğru buraya bir tane daha önerge getirilip iki yıl daha uzatılması gibi bir şeyi beklemesinler. Böyle bir şey getirilirse getirenler de bu sözlerimiz karşısında mahcup olsun.” demişti. 

 

BU YASA TEKLİFİ NE ANLAMA GELİYOR? 

1 Kasım 2019  tarihinde, Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülen 2/2312 Esas Numaralı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile, daha önce TBMM’den tüm siyasi partilerin reddettiği, havayı kirletme izni yeniden görüşülüp, Meclis Genel Kurulu’na sunulmak üzere kabul edildi. Düzenlemeye göre; 

“MADDE – 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2019” ibaresi “30/6/2022” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya “üretim faaliyeti durdurulamaz ve” ibaresinden sonra gelmek üzere “çevre mevzuatına uyuma yönelik yatırımların gerçekleştirilmemesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanmaması nedeniyle” ibaresi ve ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“Ancak çevre mevzuatına uyuma yönelik yatırımlara dair yapım sözleşmesi ile iş termin planını 30/6/2020 tarihine kadar Bakanlığa sunmayan üretim tesisleri bu haklardan yararlanamaz. İş termin planı sunulan üretim tesisleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bu iş termin planına uyum açısından 1/7/2020 tarihinden itibaren 4 ayda bir denetlenir. Yapılan her bir denetimde bu iş termin planına uygun olmadığı tespit edilen tesislere 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununda yer alan ilgili idari para cezaları yirmi kat artırılarak uygulanır. İş termin planındaki herhangi bir işin yapımının belirtildiği süreye göre bir yıl geciktiğinin tespiti halinde üretim tesisinin faaliyeti durdurulur. Bu madde kapsamında verilen idari para cezalarına karşı dava açılması cezanın tahsil işlemlerini durdurmaz.”

 

Çevre Mevzuatına Uyum Yatırımı Yapmayan Santraller Hangileri?

Aşağıda belirtilen kömürlü termik santraller, 2013 yılından bu yana, baca gazı kükürt giderim tesisi, filtre sistemleri veya kül barajı gibi çevre ve halk sağlığının korunması için gerekli yatırımları yapmamaktadır. Bu santraller 2013 yılından itibaren özelleştirilmiş olup, Afşin Elbistan B Termik Santrali hariç, özel şirketler tarafından işletilmektedir. 

 

  • Çanakkale / 18 Mart Çanakkale Termik Santrali 
  • Şırnak / Silopi Elektrik Termik Santrali 
  • Kahramanmaraş / Afşin Elbistan A Termik Santrali 
  • Karabük / Kardemir Karabük Demir Çelik Termik Santrali 
  • Kütahya / Tunçbilek Termik Santrali 
  • Kütahya / Seyitömer Termik Santrali 
  • Manisa / Soma A Termik Santrali 
  • Manisa / Soma B Termik Santrali 
  • Sivas / Kangal Termik Santrali (1. Ve 2. üniteler) 
  • Zonguldak / Çatalağzı Termik Santrali 
  • Ankara / Çayırhan Termik Santrali 
  • Muğla / Yeniköy Termik Santrali 
  • Muğla / Kemerköy Termik Santrali 
  • Bursa / Orhaneli Termik Santrali
  • Kahramanmaraş / Afşin Elbistan B Termik Santrali

 

 

Bu santrallere 2013 yılından itibaren Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarını hiçe saymak pahasına ek süre verilmiş ve çevre yatırımlarını yapmaları talep edilmiştir. Oysa ki, bu şirketler çevre ve halk sağlığını hiçe sayarak, sözkonusu çevre yatırımlarını 6 yıldır hayata geçirmemekte havayı kirletmeye ve halk sağlığına zarar vermeye devam etmektedir. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan partikül madde (PM10) ölçüm verileri kullanarak Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yapılan Kara Rapor isimli çalışma, en eski santrallerden Kahramanmaraş’taki Afşin Elbistan kömürlü termik santrallerinin yer aldığı Kahramanmaraş’ın %25,1 oranı ile hava kirliliğine bağlı ölümlerin il bazında yüzde olarak en fazla olduğu ikinci il  olduğunu saptamıştır. Toplam yedi santralin bulunduğu Zonguldak’ta ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mobil istasyonuyla 2018’de yapılan ölçümler PM10 değerlerinin DSÖ’nün sınır değerlerinin üç katı olduğunu ortaya koydu.

Plan ve bütçe komisyonunda 1 Kasım 2019 tarihinde kabul edilen düzenleme, meclis genel kurulunda yasalaşırsa, bu santraller Haziran 2022’ye kadar havayı kirletmeye, çevreye zarar vermeye ve halk sağlığını tehdit etmeye devam edecekler. 

NE OLMUŞTU? 

Türkiye’nin en kirli 15 termik santralinin havayı kirletmemesi için yapmaları gereken yatırımlar için şirketlere daha önce defalarca süre tanındı. 6 yıllık süre içinde; 

 

  • 2014 yılında, Anayasa Mahkemesi Anayasa’nın 56. Maddesi uyarınca, bu santrallerin kirlilik saçmasını anayasaya aykırı buldu ve 2021 yılına kadar verilen izni iptal etti. 

 

  • 2015 yılında yapılan yeni yasal düzenleme bu santrallere son olarak 31 Aralık 2019 sonuna kadar süre tanınmış, Anayasa Mahkemesi 2017 tarihli kararında, bu santrallerin 2019 sonuna kadar gerekli yatırımları yapmalarını zorunlu tuttu. 

 

  • 2019 Şubat ayında, Maden Kanunu ve Diğer Kanunlarda Değişiklik Hakkında Kanun Teklifi’ne, Madde 45 adı ile bilinen düzenleme gelmiş ve 14 Şubat 2019 tarihli meclis genel kurulunda, AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti, Cumhuriyet Halk Partisi ve Halkların Demokratik Partisi’nin ortak kararı ile düzenleme geri çekilmiş, tüm siyasi partilerin temsilcileri, “bu santrallerin 2019 sonuna kadar gerekli yatırımları yapmalarını savunmuştu.”

 

  • 1 Kasım 2019’da yapılan plan bütçe komisyonunda alınan karar, kirli santrallere verilen ayrıcalıkları 2022 yılı sonuna kadar uzatmaktadır. Teklif yasalaşırsa, kirli santraller 2022 yılı sonuna kadar, havayı kirletmeye devam edeceklerdir. 

 

ANAYASA MAHKEMESİ: “ÇEVRE YATIRIMLARININ YAPILMAMASI ANAYASA’YA AYKIRI”

Anayasa Mahkemesi, 2014 ve 2017’de iki kez, Türkiye’nin en kirli, zehir saçan termik santrallerinin çevre yatırımlarını yapmalarına, 2019 yılı sonuna kadar bu yatırımların tamamlanmasının mecburi olmasına karar verdi. TBMM’nin hem 14 Şubat 2019 tarihli kendi kararına hem de Anayasa Mahkemesi’nin 2014 ve 2017 tarihli kararlarına uygun hareket etmeli ve bu yasa teklifini tekrar geri çekmeli. 

Konu hakkında 2014 ve 2017 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararları: 

6446 Sayılı Kanun’un Geçici 8. Maddesi Hakkında 2014 Tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı
Anayasa hükümleriyle devlete, toplumun huzur ve mutluluğunun sağlanmasında ve bireylerin maddi ve manevi varlıklarının geliştirilmesinde önemi yadsınamaz olan çevrenin korunması ve geliştirilmesi konularında ödevler yüklendiği açıktır. Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı ekonomik ve mali gerekçelerle vazgeçilecek haklardan değildir. Söz konusu hakka yönelik olarak devlete düşen görev, bu hakkın gerçekleştirilmesinin önünde yer alan engellerin kaldırılmasından ve yaşanılan çevre ortamının geliştirilmesinden ibarettir. Bu bağlamda, devlet bütününün bir parçası olan yasama organı da, aktarılan Anayasa hükümlerine uygun hareket etmek zorundadır. Buna göre çevreyi ilgilendiren yasal düzenlemelerin, Anayasa tarafından devlete yüklenen çevrenin korunması, çevrenin geliştirilmesi ve çevre kirliliğinin önlenmesi ödevlerini yerine getirme amacına bağdaşacak şekilde çıkarılmaları gerekmekledir

Bu nedenle, elektrik üretim şirketlerine çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31/12/2018 tarihine kadar süre tanınması ve bu süreyi de iki buçuk yıl daha uzatma hakkının verilmesi, vatandaşın hava ve su kirliliği nedeniyle Anayasa’nın 56. Maddesinde belirtilmiş olan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını oldukça uzun bir süre daha ortadan kaldıracaktır.

Bu nedenle Geçici 8 inci madde Anayasanın 5 inci ve 56 ncı maddelerine aykırıdır.

6446 Sayılı Kanun’un Geçici 8. Maddesi Hakkında 2014 Tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı

 

MİLLETVEKİLLERİ NE DEMİŞTİ? 

14 Şubat 2019 tarihli meclis genel kurul toplantısında

 

  • İYİ Parti MİLLETVEKİLİ TUBA VURAL ÇOKAL:

“Bu sürenin uzatılmasıyla üretim tesislerinin uzun yıllar faaliyette bulunması çevreye duyarlı anlayıştan tamamen uzaktır. Ayrıca bu sürenin 2021 yılından sonra tekrar uzatılıp uzatılmayacağı da belirsizdir. Kesin bir kararla üretim tesislerinin faaliyet sürelerinin uzatılmasının önüne geçilmelidir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.” 

 

 

  • AK Parti KAYSERİ MİLLETVEKİLİ VE SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ 

“Sayın Başkan, tüm siyasi parti gruplarının anlaştığı 45’inci maddedeki önerge maddenin metinden çıkarılmasıyla ilgili. Ülkemizde 13 adet termik santralimiz var, kömürle çalışan termik santralimiz var. Bunlardan büyük kısmının çevre izni ve elektrofiltresi olmasına rağmen birkaç tane santralde böyle bir problem var. 2019 yılının sonuna kadar verilmiş sürenin uzatılmasının uygun olmadığını -Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki siyasi partiler tarafından böyle ifade edilmiş- Komisyon olarak biz de uygun görüşle takdire bırakıyoruz.”

  • MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ MANİSA MİLLETVEKİLİ ERKAN AKÇAY:

Teklif metninde 45’inci maddede yer alan düzenlemenin tüm parti gruplarının ortak mutabakatıyla teklif metninden çıkarılmış olması oldukça sevindiricidir. Zaten Komisyon görüşmeleri esnasında da dile getirilen bu hususun yararlı olacağını umuyoruz. Çünkü, çevre hassasiyetini daima muhafaza etmemiz ve bu konuda bir kararlılık sergileme ihtiyacımız vardır. Sayın Komisyon Başkanının da ifade ettiği üzere, Türkiye’deki 13 termik santralin bir kısmının -ki içlerinde Soma Termik Santrali, Zonguldak’taki birkaç termik santralin- gerek baca gazı filtresini gerekse diğer ilgili arıtma tesisleri yapımına ilişkin bulundukları taahhüt ve sözleşmeyi yerine getirmesinin bir an evvel sağlanması ve ayrıca bu çalışmaları yapanlara da bunun teklif metninde yer almakla birlikte çıkarılması da ziyadesiyle olumlu bir uyarı olacaktır. Dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim de hassasiyetle takip ettiğimiz çevre hassasiyetini vurgulayan bu ortak kararın hayırlı olmasını temenni ediyorum.”

 

 

  • CUMHURİYET HALK PARTİSİ MANİSA MİLLETVEKİLİ ÖZGÜR ÖZEL:

“Üç haftadır önce Komisyonda, sonra Genel Kurulda bu konuyu sürekli dile getiriyoruz. Şu anda 3 muhalefet partisi -IİYİ Parti, CHP ve HDP- vermiş oldukları ayrı ayrı önergeleri çektiler ve 5 partilik bir önergede uzlaştık. Ve MHP de aynı fikirde olduğunu söyledi, sonradan bir önerge de vermişler. Bu konudaki uzlaşı son derece önemli. Bu özelleştirilmiş olan santrallerle ilgili böyle bir düzenleme 2019’un ta Aralık ayında sona erecek olmasına rağmen “Siz böyle bir düzenlemeyi yapmayın, nasıl olsa günü gelince erteleniyor.” diye bir hissiyatı da pekiştirecekti. Şimdi burada hep birlikte yapmamız gereken mesele çok önemli. Bu düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 2014’teki 93 sayılı Kararı’na da aykırıydı zaten ve 2013’ten beri süreleri vardı. Bu insanlar, bu şirketler bu düzenlemenin yapılmayacağını ve bu filtrenin takılması gerektiğini biliyorlardı ama iki yıl daha Soma’yı, Elbistan’ı ve diğer 11 güzel beldemizi zehirlemeye devam edeceklerdi az kalsın. Burada bir şüphe var. Bu şüphe, seçimden önce buralarda rahatsızlık yaratıp da sıkıntı olmasın diye bunun çekilip seçimden sonra yeniden getirilebileceği konusunda. Buradan söylüyoruz: Bir gün olur da… Çünkü biz burada rektör atamaları önergesini de hep birlikte metinden çıkardık ama daha sonra, bir ay sonra OHAL KHK’siyle düzenlendi. Buradan vatandaşlarımıza söylüyoruz: Herkesin sözü söz, bundan sonra böyle bir düzenleme yapılmayacak, zehir soluma zorunda kimse bırakılmayacak diye bu Parlamento iradesini herkes alsın. Sakın ha sakın, bu şirketler, 2019’un sonuna doğru buraya bir tane daha önerge getirilip iki yıl daha uzatılması gibi bir şeyi beklemesinler. Böyle bir şey getirilirse getirenler de bu sözlerimiz karşısında mahcup olsun, o şirketler de nasıl bir iş yaptıklarını bilsinler. İşin ikinci bir hususu da var ki ihaleye girerken herkes bu maliyeti biliyordu. Bazıları bu süre uzatılmaz diye başka bir teklif vermiş, bazıları nasılsa uzatacaklar diye başka bir teklif vermiş ve ihaleyi almış olabilirler, ihaleye fesat karıştırmanın sonradan yapıldığı bir biçimlenme olabilirdi. Arkadaşlar, bunun arkasında hep birlikte durmalıyız. Sakın ha sakın, AK Parti Grubu, 2019 sonuna doğru bir torbaya bunu bir daha koyarlarsa karşılarına siz dikilin.”

 

 

  • HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİ İZMİR MİLLETVEKİLİ MURAT ÇEPNİ:

“Son hâliyle termik santrallerde filtre zorunluluğunun iki sene daha uzatılmasından vazgeçilmesini olumlu buluyoruz çünkü bu düzenleme kitlesel ölümler vadediyordu. Sadece 10 termik santralin yılda doğaya saldığı zehir miktarı şudur: 2 milyon 106 bin ton kükürtdioksit, 35.100 ton karbondioksit. Dolayısıyla bu oran, bir kitlesel ölüm oranıdır. Fosil yakıtlar kullanan termik santral yatırımlarından tümden vazgeçilmelidir ve bunun yerine, halkın ve ekolojik sistemin zarar görmeyeceği bir enerji politikasına dönülmelidir. Üç-beş tane şirketin yararına değil, halkın yararına bir politika hayata geçirilmelidir.”

 

17 Temmuz 2019 tarihinde Meclis Genel Kurulu’nda 

  • AK Parti MİLLETVEKİLİ VE GRUP BAŞKANI MEHMET MUŞ:

(İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu termik santrallerdeki filtrelemeyle alakalı süre 31/12/2019 tarihinde dolacak. Bu tarihe kadar bu santraller filtrelerini ilgili kanun hükümlerinde belirlenen standartlara uygun şekilde yapmak zorundalar. Sayın hatibin az önce ifade ettiği kanunun bununla bir ilişkisi yoktur. Kendisine bunu izah ettim, anlattım, teknik bilgi verdik fakat bir türlü bu noktada kendi görüşünden geri adım atmıyor. Bakın, Yargıtay var, Danıştay var, Anayasa Mahkemesi var, onların üyeleri var. Eğer bu yapılan düzenleme, kendisinin iddia ettiği gibi, 31/12/2019 tarihinde süresi dolacak olan bu filtrelemeyle alakalı bu zamanı uzatıyorsa biz, hemen, ilk anda bununla alakalı kanun teklifi vermeye hazırız; böyle bir görüş getirsin bize, biz bu anlamda AK Parti Grubu olarak gerekli düzenlemeyi yaparız ama böyle bir şey söz konusu değil.

Elbistan’daki, Afşin’deki hemşehrilerimizin de içi rahat olsun. 

Onlara, o şirketlere tanıdığımız süre bu yıl sonu itibarıyla bitiyor, o süre zarfında buradaki standartlara uygun şekilde filtreleme yapılacaktır; uzatma süresi verilmemiştir, verilmeyecektir. Ali Bey aksini ispat ediyorsa, iddia ediyorsa az önce üç tane büyük mahkemeden bahsettim, bununla alakalı onlardan bir görüş alsın getirsin, burada göstersin, kamuoyuyla paylaşsın, ben de kendisine “Haklısınız.” diyeceğim.

Dolayısıyla, söylediğimiz konu şudur: Bu yeni gelecek olan düzenleme, Ali Bey’in iddia ettiği gibi bir süre uzatımını sağlıyorsa, bununla alakalı bir karar getirirse veya görüş getirirse bize, bu maddeyi hemen alsın, yarın görüşsün, biz hemen AK Parti Grubu olarak gerekeni yapacağız.”