Feryat eden bilim insanları, reyting bağımlısı politikacılar, kâr peşindeki milyarderler: Netflix’in yeni filmi Don’t Look Up’ta iklim adaleti mücadelemizde karşılaştığımız karakterlerin hepsi var.
Peki, filmden iklim değişikliği hakkında alacağımız önemli dersler de var mı? İşte, 350 olarak yaptığımız üç temel çıkarım ve film hakkındaki konuşmalara katkı sağlayabilecek birkaç nokta.
(SPOILER UYARISI – bu blog postu senaryoya dair detayları içermektedir!)
1. Dünya’nın sonu için kimi sorumlu tutmalı?
Dünya’yı yok edecek bir asteroit küremize doğru yaklaşırken, harekete geçmedikleri için kimin suçlanması gerektiği filmde gözümüze sokuluyor.
Milyarderler kâr peşinde. Oyalama ve inkar kampanyası yürütüyorlar, iktidar saplantılı politikacılar da peşlerinden gidiyor.
Filmde, Başkan Orlean tam doğru şeyi yapacakken, milyarder bir teknoloji CEO’su olan bağışçısı tarafından ikisine de “fayda” sağlayacak “teknik bir çözüm” sözüyle strateji değişikliğine ikna ediliyor. Hem de bu yeni strateji, tüm dünyayı tehlikeye atan büyük bir risk barındırmasına rağmen. Nihayetinde, bu “çözüm” işe yaramıyor. Dünya yok oluyor, Başkan ile CEO da uzaya kaçmak için rokete atlıyorlar.
Fosil yakıt şirketlerinin karar alıcılara yaptığı şey de benzer. Filmdeki açgözlü CEO gibi bu şirketler de, kâr etmeyi sürdürebilmek için iklim krizi hakkında geçmişte yalan söylemekten çekinmediler, bugün de hedef saptırmaya devam ediyorlar. Ve bu, iklim krizine karşı gerçek anlamda harekete geçilmesini geciktiriyor.
Gerçek ortaya çıktı!
1971’den itibaren Total iklim krizine etkisinin farkındaydı ve bu gerçeğin üstünü örttü.
Aynı Exxon ve Shell gibi iklim biliminin itibarını zedelemeye çalıştı.
Artık bu şirketleri sorumlu tutmanın zamanı geldi.#TotalKnew: ✍️ https://t.co/d1j1U5f9aw pic.twitter.com/bgn0YnoBNy
— 350 Türkiye (@350turkiye) October 25, 2021
İklim krizi için kimin sorumlu tutulması gerektiğine dair konuşurken açık olmak lazım. Suçlu, iklim krizinin baş faili fosil yakıtları destekleyen şirketler, yatırımcılar ve karar alıcılar.
2. Ölümüne yanlış çözümler
Filmdeki teknoloji CEO’su, herkesi kuyrukluyıldızın tehlikeli olmadığına, asteroitin nadir metaller için kazılmasının bir fırsat olduğuna ikna etmeye uğraşıyor.
Krizin paraya tahvil edilmesi, kuyrukluyıldız hakkındaki konuşmaları da değiştiriyor. Herkes için ölüm kalım meselesi olan evrensel bir mücadele, siyasallaşıyor ve kutuplaşma meselesi haline geliyor.
Aynı numarayı fosil yakıt şirketleri de kullanıyor. Bu şirketler, fosil yakıtların yol açtığı yıkımı reddetmekten, iklim değişikliğini “çözecek” ispatlanmamış, teknolojik sihirli değnekler önermeye geçtiler.
Exxon gibi şirketler, iklim krizini çözmenin yolu olarak karbon yakalamadan ve “temiz kömür”den bahsediyorlar. Filmde başarısızlığa uğrayıp gezegenin sonunu getiren “teknolojik çözüm” gibi, şimdiye dek yakalanan karbonun yüzde sekseni de mevcut kuyulardan daha fazla petrol elde etmek için kullanıldı. Yakalanan karbonun daha fazla petrol çıkarmak için yerin altına basılması suretiyle yapıldı bu da.(1)
Hali hazırda içinde geçmekte olduğumuz iklim krizinin tek gerçek çözümü fosil yakıtların yerin altında bırakılması.
Teknolojik gelişmeler, bu mücadelede tabii ki önemli araçlarımızdan biri ancak ispatlanmamış, gerçek anlamda ölçeklenebilirlikten, ekonomik fizibiliteden uzak jeo mühendislik çalışmaları hedef saptırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Tartışmayı muğlaklaştıran, fosil yakıt sanayisini aklayıp daha fazla para kazanmasına alan açan çözümlerden kaçınmamız gerekiyor.
3. İnsanlar olguları haykırmakla ikna edilmez
Don’t Look Up’ta kafası karışmış, şüpheci insanları kuyrukluyıldızın tehlikeleri hakkında uyarmaya çalışan bilim insanlarını izlerken kanınız çekiliyorsa yalnız değilsiniz.
Maalesef, iklim krizi hakkında nasıl konuşulmayacağına dair onlardan öğreneceğimiz çok şey var.
Filmde bilimin çoğu insan için ne kadar kafa karıştırıcı olabileceği gösteriliyor. Bir de, insanların olguları nasıl tamamıyla hiçe sayabileceği ya da kendi dünya görüşlerine daha fazla uyan alternatif olgularla ortaya çıkabileceği.
İnsanları iklim eylemine dahil etmenin en etkili yolunun bire bir sohbetler olduğunu gösteren pek çok araştırma var(2). Bir çok kez yaşananları anlatmak, insani dokunuş, yayınlanan bir rapordaki bilimsel gerçekleri haykırmaktan çok daha etkili olabiliyor.
İklim değişikliği hakkında anlatacaklarınız varsa, birilerini ikna etmeye çalışıyorsanız o birilerinin değer verdiği şeyler üzerinden sohbet açmayı deneyebilir, iklim değişikliğinin kendi dünyaları ile nasıl ters düştüğünü göstermeyi deneyebilirsiniz.
Tıkla, iklim Değişikliği Hakkında Sohbet Etmek çevrimiçi eğitmimize göz at
Vazgeçme – iklim değişikliği kuyrukluyıldız değil
Don’t Look Up ile iklim krizinin benzeştiği pek çok nokta olsa da, karşı karşıya olduğumuz tehditler birbirinden farklı.
Bizim düşmanımız, Dünya’ya son sürat gelen devasa bir kuyrukluyıldız değil, küresel ısınmanın her bir derecesinin, her bir küçük parçası.
Yerin altında bıraktığımız her bir petrol damlası; fosil yakıtların kârlılığını düşüren her yeni düzenleme; bize yalan söyleyen fosil yakıt şirketine karşı kazandığımız her bir dava kendi kuyrukluyıldızımıza indireceğimiz darbede yardımcı olacaktır. Durdurduğumuz her 0.1 derecelik ısınma, ölümcül sonuçların azaltılmasını sağlayacaktır çünkü.
Çözümü tek bir vuruşta getirmek zorunda da değiliz. Birbirimize ihtiyacımız var. Halihazırda yaşanan da bu; küresel iklim hareketi, karar alıcıları tehdide karşı doğru adımları atmaya gün geçtikçe daha fazla zorluyor.
Kaynaklar
[1] https://www.globalwitness.org/en/campaigns/fossil-gas/world-cannot-meet-climate-targets-relying-carbon-capture-and-storage/
[2] https://demandclimatejustice.org/wp-content/uploads/2020/10/NOT_ZERO_How_net_zero_targets_disguise_climate_inaction_FINAL.pdf
[3] https://yaleclimateconnections.org/2019/05/are-carbon-offsets-a-scam/
[4] https://theconversation.com/dont-look-up-shows-bashing-people-over-the-head-with-facts-does-not-work-174439