Petrol devlerine karşı başlatılan yasal kampanyalar dünya çapında giderek büyüyor. Şimdi de çevreciler, Royal Dutch Shell şirketi’ne Paris Antlaşması şartlarına uyması için 8 hafta mühlet verdi. Taleplerin karşılanmaması durumunda uluslararası anlaşmalara dayanan yasal yollara başvurulacak.

Geçtiğimiz Çarşamba Friends of the Earth Hollanda örgütü, Anglo-Dutch şirketin yenilenebilir enerjiye sadece %5 oranında yatırım yaparken, %95 oranında yatırımını sera gazı salan petrol ve doğalgaza ayırdığı planını yeniden gözden geçirmesini talep etti.

Çevreci örgüt, şirketin bu iş stratejisinin iklim değişikliğinin etkilerini arttıracağını ve bu etkilerin özellikle dünyanın fakir halkları üzerinde ve sel baskınlarına meyilli bölgelerinde daha da büyük olacağını belirtti. Daha temiz bir stratejiye geçiş için Shell’e 8 hafta mühlet veren çevreciler, bu süre sonunda tehlikeli ihmal üzerine uluslararası yükümlülükleri, insan hakları antlaşmalarını ve yasalarını çalıştırmaya hazır olduklarını söylüyor.

Örgütün hukuk ekibine başkanlık eden Roger Cox,  2015 yılında Hollanda hükümetinin daha iddialı emisyon hedefleri koyması gerektiğinde ısrar eden tarihi bir iklim davasını yürütmüş ve davayı kazanmıştı.

Cox, Guardian’a verdiği demeçte dava hakkında “Dünyada ilk defa iklim değişikliği konusunda bir şirketten önleyici faaliyette bulunmasını bekleyen bir dava” dedi. “Hasar oluştuktan sonra tazmin edilmesini değil, Shell’in mevcut rotasından uzaklaşmasını ve Paris Anlaşması’nın yükümlülüklerine uymasını istiyoruz  ”diye ekledi.

Shell dünyanın en fazla karbon salımı yapan 10 şirketinden biri. Şirket geçen seneki yıllık olağan raporunda resmen Paris İklim Antlaşması’nı desteklediğini beyan etti. Şirket ayrıca fosil yakıtlara olan bağımlılığından uzaklaşmak için “dekarbonizasyon yolları” özetini açıkladı. Ancak çevreciler planlanan değişimin ağır ilerlemesinden ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ve carbon capture(karbon yakalama) teknolojisine yapılan yetersiz yatırımlardan dolayı yılmış durumdalar.

Friends of the Earth, şirketin 1854 – 2010 arası karbondioksit ve metan gazı salımlarının yaklaşık %2’inden sorumlu olduğunu söylüyor. Çevre örgütü, daha öncede de şirketi Nijerya’da petrol sahalarının yarattığı hasardan dolayı dava etmişti.

Konu hakkında konuşan Friends of Earth İngiltere, Galler ve Kuzey İrlanda başkanı Craig Bennet: “Şu anda Shell ve benzeri şirketler, geçmişte büyük tütün şirketlerinin sebep oldukları zararların sorumluluğunu onlarca yıl almaktan kaçındıkları gibi davranıyorlar.” dedi. Benett ayrıca Shell’in, dünyaya büyük zarar veren fosil yakıt çıkarmaya dayalı geçmişinden bir an önce uzaklaşıp, sürdürülebilir bir geleceğe geçişte ısı artışını 1,5 derece civarında tutmak için önemli bir rol oynaması gerektiğini ifade etti.

Shell’in şirket sözcüsü şirketin Paris Antlaşması’nı güçlü bir şekilde  desteklediğini söyledi “Fakat iklim değişikliğinin, mahkemeler tarafından ele alınması gereken bir konu olmadığına, sağlam hükümet politikası ve kültürel değişim yoluyla ele alınması gereken karmaşık bir toplumsal sorun olduğuna inanıyoruz.” diye ekledi.

Mali kaynaklarındaki büyük farklar göz önünde bulundurulduğunda, Friends of Earth ve Shell arasındaki herhangi bir hukuki mücadele, “Davut ve Golyat” ölçeğinde bir mücadele olacak gibi gözüküyor.

Ancak Hollanda mahkemeleri şaşırtıcı kararlar da vermekte. Muhtemelen, dünyadaki iklim davacılarının en büyük zaferi 2015’teki mahkeme kararı. Bu karar, Hollanda Hükümeti’nin 2020’ye kadar salımları 1990 yılı seviyesine göre %14 – %17’lik azaltım planını yetersiz görerek, iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı büyük tehditten dolayı hükümetin planının yasal olmadığını vurguladı. Lahey’deki mahkeme, hükümetin karara karşı itiraz etmesine rağmen hükümetin beş yıl içinde hedeflerini en az % 25 hedefe yükseltmesini hükmetti.

Cox, Friends of Earth davasının başlaması halinde, başkalarına zarar gelmesini engellemek için davanın Hollanda’daki herkesin hukuki görevini yerine getirmelerine bağlı olacağını söyledi. Hükümete karşı kamu sorumluluğunu kanıtlamak daha kolayken özel bir şirkete karşı daha zor olacak. Ancak Cox, davacıların Shell’in iklim değişikliği sorununa büyük katkısından dolayı şirketin özel sorumluluklarını vurgulayacaklarını belirtiyor.

Diğer ülkelerdeki mahkemelerde de iklim değişikliğine karşı hukuki mücadele giderek artıyor. New York’ta bulunan Columbia hukuk fakültesi’ndeki Sabin Center for Climate Change Law’a göre dünya çapında 1000’ den fazla iklim davası bulunuyor. Davaların çoğu Amerika’da gerçekleşen hasarlarla ilgili.

Geçtiğimiz Ocak ayında, New York City;  BP, Exxon, Mobil, Chevron, ConocoPhillips ve Shell’den oluşan beş fosil yakıt şirketine karşı dava hazırlığında olduğunu açıkladı. Söz konusu şirketlerin iklim üzerindeki olumsuz etkileri şehirde erozyon ve sel taşkınlarına sebep olmuştu. Ayrıca, Kaliforniya ve başka yerlerdeki yerel yönetimlerin yanı sıra vatandaşlar da meseleyi yasal zemine taşıyorlar.Geçtiğimiz ay, 21 kişiden oluşan bir grup genç davacı da hakim davalarını düşürmeyi reddetiğinde büyük bir engeli aştı. Bahsi geçen dava, ABD hükümetinin karbon dioksit salımını düşürmedeki başarısızlığının kendi nesillerinin anayasal yaşam haklarını, temel özgürlüklerini ve mülkiyet haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle açıldı.

İngiltere’nin bugüne kadar en çok ön plana çıkan iklim davasında da, yüksek mahkeme İngiltere hükümetine karşı açılan ilk iklim davasını dinledi. 12 vatandaşın “B Planı” hukuk grubu üzerinden hükümete karşı başlattığı hukuk mücadelesini, hükümetin eski bilim danışmanı Prof. Sör David King de destekliyor.

Eski NASA bilim insanı, aktivist James Hansen de, yargıçların politikacılara kıyasla petrol ve gaz şirketlerinin kontrolünde olma ihtimallerinin daha düşük olduğunu belirterek iklim değişikliğine karşı siyasi hareketin yanı sıra hukuk mücadelesi dalgasının yayılması çağrısında bulundu.