Şafak sökmeden birkaç saat önce Ekvator Amazonunun ücra bir köşesinde kalan Kapawi’de bir grup erkek guayusa bitkisinden yapılmış litrelerce çayı içmek için toplanıyor. Sonrasında yediklerini çıkarmak için, karanlığın içinde teker teker ortadan kayboluyorlar.

Guayusada olarak bilinen bu ritüel arınmak, güç kazanmak ve rüyalarının paylaşımında doruk noktaya gelebilmek için ortaya çıkmış.

Elli yıldan daha üzün bir süre önce bu tören sırasında bir adam “ateşten bir kanon”un rüyasını görmüş.

Nihayet bu rüya Ancuar’da çok yakın bir zamanda gerçekleştirildi.

Şafak sökmeden birkaç saat önce Ekvator Amazonunun ücra bir köşesinde kalan Kapawi’de bir grup adam guayusa bitkisinden yapılmış litrelerce çayı içmek için toplanıyor. Sonrasında yediklerini çıkarmak için, karanlığın içinde teker teker ortadan kayboluyorlar.

Guayusada olarak bilinen bu ritüel arınmak, güç kazanmak ve rüyalarının paylaşımında doruk noktaya gelebilmek için ortaya çıkmış.

Elli yıldan daha üzün bir süre önce bu tören sırasında bir adam “ateşten bir kanon”un rüyasını görmüş.

Nihayet bu rüya Ancuar’daçok yakın bir zamanda gerçekleştirildi.

Anchuar Bölgesi, Ekvator

 

2011’den beri toplulukla birlikte çalışan Amerikalı çevreci Oliver Utne “Güneş enerjisiyle çalışan kano burası için ideal bir çözümdü çünkü burada birbirine bağlı su yoluyla geçilebilen bir ağ var ve alternatif bir ulaşım için müthiş bir ihtiyaç vardı.” diyor.

Topluluk önceden “peque peque” olarak bilinen ve tamamen benzinle çalışan kanolarla ulaşım ihtiyacını karşılıyordu ama bunları çalıştırmak çok pahalıydı ve her köyden sadece birkaç aile peque peque’lere sahip olabiliyordu.

Şimdi kanolarla yolculara her durakta sadece 1 dolara mal olan aynı yolculuk peque pegue  adlı kanolarla gaz parası da dahil olmak üzere 5-10 dolara mal oluyordu.

Benzin bu bölgede başkent Quito’dan beş kat daha pahalı çünkü burada yol olmadığı için benzinin bölgeye ulaştırabilmesi için sadece hava yolu kullanılabiliyor.

Güneş enerjisi teknisyeni, Oliver Utne

 

Benzinle çalışan kanoların elbette çevresel bir etkisi de vardı. Güneş enerjisiyle çalışan kano dünyanın en zengin biyoçeşitliliğine sahip olan bu bölgelerde kirliliğin de olmadığı anlamına geliyor.

Çatısında 32 adet güneş paneli takılmış olan geleneksel bir kano 16’ya 2 metre ölçülerinde cam elyaf bulunan tapiaptia 18 yolcu kapasitesine sahip.

Kanoyu kullanan Hilario Saant bana kanonun hayatlarını nasıl değiştirdiğini anlatıyor.

Kanoyu kullanan,topluluğun kıdemlisi Hilario Saant

 

“Çocuklar hastalandığı zaman topluluğa yardım ediyoruz. Beni radyodan arıyorlar ve çocukları hastaneye götürüyoruz.” diyor.

Benzer şekilde, şimdi daha fazla çocuk okula gidebiliyor çünkü ulaşım daha makul bir ücrete sahip. Ayrıca şimdi daha fazla topluluk içi spor aktiviteleri de var.

Sohbetimiz, pembe yunus sürüsüyle karşılaşan yolcularımızın heyecanlı çığlıklarıyla bölünüyor. Botların başka bir avantajı da sessiz olması çünkü bu sayede hayvanlar da korkmuyorlar.

Karaya dönünce Ekvator Ulusal Ekoloji Bölgesi’nin liderlerinden biri olan Julian Ilanes bana kanonun sağladığı geniş olanaklardan bahsediyor.

Çok sayıda bölgesel savaş Ekvador’daki Achuarların ve onların Peru sınırı ötesindeki kuzenlerinin arasındaki iletişimi koparmış.  IIanes, bu iki bölge arasında şimdiye kadar uzaklıktan ve benzinin pahalı olmasından kaynaklanan ekonomik sorunlardan dolayı kurulamayan ticaret ağını tekrar kurmayı umuyor. “Biz Peru’dan kıyafet ve kauçuk getirebiliriz ve onlar da bizden yeşil muz, tavuk ve yer fıstığı ihtiyaçlarını karşılayabilirler.” diyor.

Köy iskelesinde bağlanmış bir güneş enerjisi kanosu

 

Ve kano, yol yapımına olan dirençlerinii güçlendirmelerini de sağlıyor.

Kanolardan birinde hizmet veren 27 yaşındaki Sharamentsalı Rene Canelos “Yollarımızın olmaması bizim kendi kültürümüzü sürdürebilmemize, gerçek Achuar kültürünün ne olduğunu hatırlayabilmemiz için sahip olmamız gereken bilgeliği kazanmamıza imkan sağlıyor.” diyor.

René Canelos, Sharamentsa köyü sakinlerinden

 

Kuzey Ekvator ve Peru’daki yerli topluluklarda yolların ortaya çıkması kalkınmaya ve petrol keşfine sebep oldu. Tabii ki bununla birlikte ormanların tahribine de…

Ekvator hükümeti yolların, sağlık hizmetlerinin Achuarlar’a ulaşmasını kolaylaştıracağını ve eğitimi geliştireceğini iddia etse de kanolar, topluluğun yollar olmadan da başlarının çaresine bakabileceklerinin bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor.

Geleneksel bir kano üreticisi olan Felipe Borman “Petrol şirketlerinin arazilerine girmesine izin veren komşularımız sadece ormanlarının nasıl yok edildiğini görmekle kalmadı, bu durumun nasıl birçok iç çatışmaya sebep olduğunu da gördü. Çünkü hiç kimse gelen paradan yarar sağlamanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor.” dedi

Borman buraya Achuarlarla yeni bir prototip üzerinde çalışmak için gelmiş. Zira şu anda kullanılan motor Almanya’nın şartlarına göre tasarlanmış ve Amazon’un sıcak, kumlu ve içine çeken sularında zorluk çıkarabiliyor.

Utne ve Saant’ın en büyük hayali ise Amazon’un kadim anayollarını birbirine bağlayacak sürdürülebilir güneş enerjisiyle çalışan bir ulaşım ağını hayata geçirmek.

Utne “Biz gerçekten bunun Amazon’nun diğer bölgeleri için bir model olabileceğini düşünüyoruz. Ayrıca benzine ulaşmakta zorluk çeken, yol ağı bulunmayan  ve kendi ekosistemlerini korumaya çalışan dünyanın diğer yerlerindeki insanlar için de bir model olabilir. En önemli unsurun ise yerel olarak çalışan bir sistemin tasarlanması olduğunu söylüyor.

“Şahsen ben geniş çapta çözümlerin aramızdaki bağları koparacağını düşünüyorum ve bence olduğumuz noktaya tam olarak da bu iletişimsizlikten dolayı geldik. Bizim ihtiyacımız olan yerel çözümlerdir, eğer işe yararsa da diğer yerlerde de aynısını yapabiliriz.” diye ekliyor.

Yerel seviyede değişim somut olarak görülebiliyor.

Saant gururla şu sözleri söylüyor “Botumu seviyorum! Bu Achuar’ın gerçekleşen rüyasıdır.”

“Bir daha asla onu terk etmeyeceğim ve ölene kadar kano için çalışmaya devam edeceğim.”

**

Achuar

Achuar, Ekvator ve Peru sınırını birbirine bağlayan ve 19.000 kişiden oluşan bir Amazon kabilesi.

Kültürlerinin merkezinde rüyaların ve önsezilerin önemi yer alıyor ve yağmur ormanlarının ruhu olan Arutam’a inanıyorlar.

1940’larda Hıristiyan misyonerlerin ziyaretine dek yarı göçebe hayat tarzına sahip olan topluluk şimdi küçük köylerde yaşıyor; avcılık, balıkçılık ve elverişli tarımla geçimlerini sağlıyorlar.

Dış etkilerden uzak yerleşimleri kendi hayat tarzlarını koruyabilmeleri için Anchuar’a olanak sağlıyor.

 

Kaynak: BBC

BBC’nin iklim değişikliğine karşı mücadeleye ve yeni fikirlere odaklanan “Taking the Temperature” serisinden alınmıştır.