COVID-19 salgınıyla mücadelede ön saflarda yer alan sağlık çalışanlarının da aralarında bulunduğu, 90 farklı ülkeyi temsilen bir araya gelen 40 milyondan fazla doktor, hemşire ve sağlık uzmanı, G20 liderlerine bir mektup gönderdi. Mektup, gelecekte oluşabilecek krizlerden kaçınmak ve dayanıklılığı artırmaya yardımcı olmak için, halk sağlığının ekonomik toparlanma paketlerinin merkezine konulmasını talep ediyor.

Sağlık sektörü çalışanları, COVID-19 salgınının yönetiminde sonuç odaklı ve bilimsel bilgi üzerine inşa edilmiş bir yaklaşımı desteklemek üzere bir araya geldiler. Aynı hareket noktası ve amaç doğrultusunda, bu kriz sonrası #SağlıklıToparlanma amacıyla Dünya Sağlık ÖrgütüKüresel İklim ve Sağlık İttifakı (Global Climate and Health Alliance) ve Her Nefes Önemlidir (Every Breathe Matters) tarafından desteklenen mektup, dünya çapında 200’den fazla tıbbi dernek ve kuruluş tarafından imzalandı.

Türkiye’den de mektup Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Türk Tıp Öğrencileri Birliği (TurkMISC) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu’na ek olarak onlarca sağlık çalışanı tarafından imzalandı. İmzacı kurumlardan bazılarının görüşlerini aşağıda bulabilirsiniz:

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Pınar Okyay: “Sağlık çalışanları olarak ülkelerin, ekonomilerin ve toplumların Covid-19 gibi ani salgınlara ne kadar kırılgan olduğunu anladığımız bir dönemden geçiyoruz. Bu kriz bize halk sağlığının önceliklendirilmemesi halinde tüm dünyaya ne kadar pahalıya mal olabileceğini gösterdi. 40 milyon meslektaşımızla birlikte bu mektuba imza atmanın çok önemli bir mesajı olduğunu düşünüyoruz: Salgın sonrasındaki ekonomik toparlanma çabalarını halk sağlığını merkeze koyarak planlamazsak, iklim değişikliği gibi yanı başımızda bekleyen sonraki bir krizde bu kadar şanslı olmayabiliriz.”

Türk Tabipler Birliği Halk Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu Üyesi  Doc. Dr. Gamze Varol: “Sağlıklı bir çevrede yaşamak, sağlıklı olabilmek ve sağlıklı kalabilmenin ön koşulu, Covid-19 pandemisi insanlığa bir kez daha sınırların gerçekte var olmadığını ve adil bir dünya düzenine ne kadar çok gereksinimimiz olduğunu gösterdi. Hepimizin iklim, çevre, ve insan sağlığı arasındaki bağı görmemizi sağladı. Bunu halk sağlığı için fırsata dönüştürebilmeliyiz. Ülkemizde hava kirliliği, sağlığımızı olumsuz etkileyen en önemli çevresel sorun, binlerce erken ölüm, hastalık ve sakatlığın nedeni. Bu nedenle hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik politikaların ivedilikle hayata geçirilmesi yaşamsal önemde. Ülkemizde ve tüm Dünya’da politika belirleyicilerden halk sağlığını öncelemelerini, hava kirliliği önlemleri başta olmak üzere iklimi, havayı, suyu ve toprağı koruyacak kararlara imza atmalarını talep ediyoruz”

Dünya Tıp Birliği Başkanı Miguel R. Jorge, “Sağlık sektörü çalışanları, bu krizde ön saflarda yer aldı ve harekete geçmekte geç kalındığı için çok fazla yaşam kaybına şahit oluyoruz. Artık yaşamı sağlıkla idame ettirmenin gezegenin sağlığına bağlı olduğunu her zamankinden daha açık şekilde görüyoruz. Toparlanma sürecine girerken, bizleri daha fazla zarar görmekten koruyan bir sistemi inşa etmemiz gerektiğini görmezden gelemeyiz. Bu sebeple hükümetlerin, kurtarma paketlerini değerlendirirken, halk sağlığını dikkate almaları önem arz ediyor. Kapsamlı bir yaklaşımla hazırlanacak sağlıklı ve yeşil bir toparlanmaya hemen şimdi ihtiyaç duyuyoruz,”diyor.

2015’de Paris’de imzalanan iklim anlaşmasının öncesinde sağlık konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelmesinden bu yana gerçekleşen bu en büyük seferberlikte, Dünya Tıp Birliği (World Medical Association), Uluslararası Hemşireler Konseyi (International Council of Nurses), İngiliz Milletler Topluluğu’ndaki Hemşireler ve Ebeler Federasyonu (Commonwealth Nurses and Midwives Federation), Dünya Aile Doktorları Birliği (World Organization of Family Doctors) ve Dünya Halk Sağlığı Dernekleri Federasyonu’nun (World Federation of Public Health Associations) da aralarında bulunduğu sağlık uzmanlarını temsil eden 200’den fazla tıbbi dernek ve kuruluş , üyeleri adına mektubu imzalarken, binlerce sağlık uzmanı da mektubu bireysel olarak imzaladı.

Mektup hükümetlerden, hali hazırda değerlendirilmekte olan ekonomik teşvik paketlerinde, halk sağlığı, temiz hava, temiz su ve istikrarlı iklim koşullarına yapılacak yatırımları önceliklendirilmelerini talep ediyor. Bu yatırımlar, insan sağlığına zarar vermenin ve gelecekte oluşabilecek küresel salgınlara karşı direnci artırmanın yanı sıra, daha sürdürülebilir istihdam olanakları oluşmasını sağlıyor.

G20 ülkelerinin liderleri, teşvik paketlerini geliştirme süreçlerinde, toparlanmayı, ekonominin sağlığını göz önünde bulundurarak gerçekleştirmek için, tıp ve bilim dünyasını dahil etmelidir. Belirtilen teşvik kararları, önlemlerin kısa ve uzun vadede halk sağlığını ne şekilde etkileyeceğine ilişkin tıbbi ve bilimsel değerlendirmeleri göz önünde bulundurmalıdır.

Sağlık uzmanlarının temel talebi, COVID-19 sonrası dönemi inşa ederken, bilim temelli bir yaklaşımla sağlığı önceliklendiren ekonomik toparlanma sürecinin gerçeklemesidir. Bu toparlanma programlarının, hem akciğer, kalp ve diğer organları zayıflatan hava kirliliğini önlemeye yönelik olması; hem de kuraklığa, aşırı sıcaklığa, sele, yangına ve hayatı tehdit eden yıkımlara neden olan emisyon artışında önemli ölçüde azaltım sağlaması gerekiyor. Toparlanmanın sağlıklı şekilde gerçekleşmesi, hükümetlerin sürdürülebilir ve yenilikçi sanayilere, iş kollarına, gıda üretimine ve tedarik zincirlerine yatırım yapmasını gerektiriyor. Sağlık uzmanları, bu dönüşümün gerçekleşmesiyle, liderlerin sağlıklı beslenme, yenilenebilir enerji, yürüyüş, bisiklet ve sıfır emisyonlu toplu taşıma ile doğanın radikal şekilde yenilenmesini teşvik eden yatırımların yanı sıra, insanların, ekonominin ve gezegenin sağlığını destekleyen diğer olumlu değişikliklere yol açacağını belirtiyor.

*G-20 Liderlerine gönderilen mektup ve imzalayan kurumları görmek için tıklayınız

Kaynak: temizhavahakki.org