6 ve 7 Ocak’ta yayımlanan yeni Cumhurbaşkanı Kararları ile Mersin, Ankara, Kastamonu ve Manisa illerinde 988 bin 342 m2’lik ormanlık alan orman sınırı dışına çıkarıldı.

Böylelikle bu illerin içerisinde bulunan seçilmiş alanların bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler olduğuna karar verildi.

Bununla beraber bu alanlar 28 Nisan 2018 tarihinden önce yerleşim yeri bulunan yerlerden olan, ekli krokiler ile listelerde sınır ve koordinatları gösterilen alanlar kapsamına da girdiği için orman alanı sınırından çıkarılmış gösteriliyor.

28 Nisan 2018’de torba kanunla çıkarılan Ek. 16. Madde gereğince alınan bu kararlar sonucunda bugüne kadar da 6 milyon 843 bin 788 m2’lik ormanlık alan ormanlıktan çıkarılmış oldu.



Yeşil Gazete’ye bir açıklama yapan, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cihan Erdönmez, İzmir Bayarklı’da aynı ek madde ile tek seferde neredeyse 4 milyon metrekarelik taş veya kaya değil, ağaçlar içeren bir alanın orman sınırına çıkarıldığı belirtiliyor.

Buna ek olarak, uzmanlar ormanları bu şekilde bölmenin, ağaçlarla birlikte diğer tür bitkiler; toprak, hava, su; hayvanlar, mikroorganizmalar; canlı cansız unsurların birleşiminden meydana gelen ekolojik sistemin dengesini bozduğunu belirtiyor.

Ormanların bu yapısının bozulması iklim krizine karşı olan gücünü de azaltmakta. Yapılan araştırmalar, ortalama bir ağacın yılda 22 kilogram karbondioksit tutarken ekolojik sistem içinde bulunan, 40 yaşında bir ağacın ömrü boyunca 1 ton karbondioksit tutabildiğini gösteriyor.



Ormansızlaşmanın küresel ısıtmayı tetikleyen sera gazı salımlarına %15 gibi önemli bir etkisi olduğu belirtiliyor. Yapılan bir araştırma da halihazırdaki orman alanlarının muhafaza edilmesinin ve zarar görmüş orman alanlarının restore edilmesinin 2030 yılına kadar karbon salımlarını %18 azaltabileceğini ve küresel sıcaklık artışının ortalama 1,5 derecede kalmasında önemli bir katkısı olabileceğini belirtiyor.

İklim krizi ile mücadelede, ekolojik varlıkların kendine özgü değerleri ile tüm canlılar için hayati önem taşıyan temiz hava, temiz su, temiz toprak gibi düzenleyici işlevlerinin muhafaza edilmesi en başta gelen unsurları oluşturuyor.



Bu yüzden, İkizköylülerin eski orman statüsündeki Akbelen Ormanı için sürdürdüğü mücadele, hem ekolojik dengenin, hem de yerel yaşam alanlarının korunmasını sağlarken, iklim krizine de karşı çok önemli bir rol oynuyor.

Siz de İkizköylülerin bu mücadelesine destek vermek için, kampanyalarını imzalayabilir ve paylaşabilirsiniz.