Çevre, İklim ve Sağlık için İşbirliği Projesi,, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) “İklim Değişikliği ve Sağlık COP26 Özel Raporu”nu baz alarak Türkiye özelinde de öneriler yayınladı.

İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP 26) öncesinde, 11 Ekim 2021’de düzenlenen rapor, hükümetleri ve politika yapıcıları iklim ve sağlık krizi konusunda acil olarak harekete geçmeye davet ederken, 150’den fazla kuruluş ve 400’ün üzerinde uzman ve sağlık çalışanının geliştirdiği tavsiyeleri 10 başlık altında sıraladı.

1. COVID-19 sonrası sağlıklı, yeşil ve adil bir iyileşme taahhüdünde bulunun.

2. Sağlık ve sosyal adalet tartışmalarını Birleşmiş Milletler iklim görüşmelerinin merkezine taşıyın.

3. En büyük sağlık, sosyal ve ekonomik kazanımları sağlayacak iklim müdahalelerine öncelik verin.

4. İklim değişikliğine dirençli, sürdürülebilir sağlık tesisleri ve sistemleri inşa edin. Tüm sektörlerde sağlık sistemi adaptasyonunu ve güçlendirilmesini destekleyin.

5. Özellikle kömür kullanımına bağlı hava kirliliğinin neden olduğu ölümleri azaltmak için adil ve kapsayıcı bir “Enerji Dönüşümü”ne öncülük edin. Konutlarda ve sağlık tesislerinde enerji yoksulluğunu sonlandırın.

6. İyileştirilmiş arazi kullanımını, yeşil ve mavi kamusal alanlara erişimi, yürüme, bisiklet ve toplu taşımaya öncelik veren sürdürülebilir ve sağlıklı kentsel tasarım ve ulaşım sistemlerini teşvik edin.

7. Ekosistemleri, sağlıklı yaşam için gerekli altyapıları, sürdürülebilir gıda sistemlerini ve geçim kaynaklarını koruyun ve iyileştirin.

8. Hem iklim hem de sağlık açısından yararlı, iklim değişikliğine dirençli ve sürdürülebilir gıda üretimini ve daha uygun fiyatlı, besleyici gıdaları teşvik edin.

9. Esenlik ekonomisine geçişi sağlayın.

10. Sağlık çalışanlarını iklim değişikliği konusunda bilgilendirin ve destekleyin.

ÇİSİP, bu önerilerinden çoğunun Türkiye’deki sağlık sektörü tarafından desteklenebileceğini belirtti. Orman yangınları, kuraklıklar, aşırı yağışlar ve tarımsal verimin düşmesi ile iklim değişikliği Türkiye’de her zamankinden daha görünür hale geldiğini belirten kurum, Türkiye özelindeki önerileri şöyle açıkladı:

  • Türkiye’de sağlık sektörü, COVID-19’un yarattığı iş yükü ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle mücadele ediyor. İklim krizi, zaten ağır olan bu iş yükünü daha da ağırlaştırıyor. Sağlık çalışanlarının üzerindeki ağır yükü göz önünde bulundurun ve iklim eylemi için acil ve makul önlemler alın. Sağlık sektörünün ortak görüşlerini yansıtan sağlık derneklerinden başlayarak, sağlık sektörü ile istişarelerde bulunun ve görüşlerini meclis tartışmalarına, eylem planlarına ve politika çalışmalarına dahil edin.

  • İklim müzakereleri sırasında halk sağlığına ve sosyal adalete öncelik verin. Kararlarınızı iklim değişikliğinin Türkiye’de milyonlarca hayatı tehdit ettiğini ve bazı eylemlerin vatandaşlar için daha büyük sağlık, sosyal ve ekonomik sonuçları olabileceğini göz önünde bulundurarak alın.

  • Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması, iddialı iklim eylemleri yolunda atılan ilk adımdır. Paris Anlaşması şartlarını yerine getirmek ve 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini tutturmak için, daha önceleri diğer ülkelerin yapmış olduğu gibi, bir yol haritası tanımlayın.

  • İlk aşamada, iklim değişikliği ve hava kirliliği kaynaklı – ve de özellikle kömür kullanımına bağlı – ölümleri önlemek için Türkiye’nin kömürden çıkacağı tarihi belirleyin. Türkiye’de büyük kömürlü termik santrallerden kaynaklanan başlıca hava kirleticilerinin her yıl yaklaşık 5.000 erken ölüme neden olduğu tahmin edilmektedir. Büyük kömürlü termik santrallerinin yarattığı hava kirliliğinden kaynaklanan ölümlerin ve diğer sağlık yüklerinin yıllık ekonomik maliyetinin bölgede 5,20 – 10,9 milyar euro, sadece Türkiye’de ise 2,86 – 5,88 milyar avroyu bulduğu tahmin ediliyor.

  • Konutlardaki enerji yoksulluğunu sonlandırın ve şimdiden sıcaklıkların giderek arttığı yaz aylarını ve dünyada enerji fiyatlarındaki artışı dikkate alarak, dağıtık temiz enerji üretimini dikkate alın.

  • Küresel ölçekte, ekonomiler fosil yakıt finansmanından ve kömür madenciliği, petrol ve doğal gaz arama gibi operasyonlardan uzaklaşıyor. Kömür bölgelerinde ve ilgili meslekler için sorunsuz ve adil bir dönüşüm sağlayın.


HEAL-Sağlık ve Çevre Birliği, HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) ve Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Türkiye’de çevre sağlığı alanında çalışan tüm aktörleri buluşturmayı amaçlayan Çevre, İklim ve Sağlık için İşbirliği Projesini (ÇİSİP) 2020 Nisan ayında başlattı. AB’nin mali desteği ile Türkiye’deki sağlık uzmanlarının çevre ve iklim politikaları alanında desteklenmesi hedefleniyor.