Paris — Bir haftadan daha kısa bir süre sonra Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) delegasyonu Dünya Miras Komitesi toplantısı için Polonya’nın Krakov kentinde toplanacak. 2-12 Temmuz arasında gerçekleşecek toplantıda dünyanın en kıymetli doğal harikalarının ve kültürel hazinelerinin nasıl korunabileceği üzerine konuşacaklar. Dün aktivistler, dünyanın her tarafında kömür projeleri nedeniyle tehdit altında olan Miras Alanları’na dikkati çekmek için UNESCO genel merkezinin önünde toplandı. UNESCO’dan, kömür yatırımlarının Miras Alanları’nı tahrip etmesinin önüne geçerek ve dünyanın her tarafındaki hükümetleri Paris Anlaşmasına uymaya çağırarak iklim değişikliğine karşı liderliği üstlenmek için adım atmasını talep ediyorlar. Topluluklar ayrıca bu bölgelerin birçoğunun Tehlike Altındaki Alanlar listesine dahil edilmesini istiyor.
350.org iklim aktivistleri, bugün Paris’te bulunan UNESCO genel merkezinin önünde toplandı. Kömür karası kıyafetler giyen 10 aktivist, üzerinde “Kömürü Değil Kültürü Koru!” yazan bir pankart açtı. Aktivistler ayrıca tüm dünyadan 50 binden fazla kişinin imzalarının yanında kömür yığınlarından sembolik anıtlar oluşturdu. Bu anıtlar kaybolmuş gezginlerin yollarını bulmasına yardım amacıyla dağlarda inşa ediliyor. İmzalar, UNESCO Dünya Mirası Komitesi Direktörü Mechtild Rossler tarafından teslim alındı. Rossler sivil toplumun önemine atıf yaptı ve Bangladeş’teki Sundarbans ormanının Tehlike Altındaki Alanlar listesine konmasını tavsiye edeceklerini belirtti.
UNESCO, dünyamızdaki doğal ve kültürel mirası korumakla görevli. 350.org’un dilekçesinde bulunan ortak miras alanlarından bazıları Avustralya’daki Büyük Bariyer Resifi, Türkiye’deki Lagina (Yatağan)’da bulunan Hekate Tapınağı ve antik Kyme liman kenti gibi sayısız alan, Bangladeş’teki Sundarbans mangrov ormanı ve 700 yıllık kültürel değiş tokuş alanı olan Kenya’daki Lamu Adası. Ancak bu alanlardan birçoğu şu anda fosil yakıt projeleri nedeniyle tahrip edilme veya yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Buna da gittikçe kötüleşen iklim değişikliği ve doğrudan Miras Alanları’nın etrafında kurulması planlanan yeni büyük kömür projeleri neden oluyor. Aktivistler, 51 binden fazla kişinin imzaladığı dilekçeyi, UNESCO’nun Üstün Evrensel Değere sahip bu alanları koruma çabalarını teşvik etmek için, genel merkezine iletti.
İmzaları UNESCO genel merkezine teslim eden 350.org Kampanya Sorumlusu Nicolas Haeringer, “Fosil yakıt endüstrisi kömürün çirkinliğini gözden ve akıldan ırak tutmayı tercih ederdi” dedi. “Ancak ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, yıkıcı fosil yakıtların etkilerinin göz ardı edilmesi mümkün değil. Kömür kaynaklı tehditlerin görünürlüğünü artırmak ve UNESCO delegasyonuna, dünyanın her tarafındaki binlerce insanın bu eşi benzeri olmayan alanların gelecek nesiller için güvene alınmasına dair umutlarını ellerinde tuttuklarını hatırlatmak için buradayız.”
350.org Türkiye Sorumlusu Cansın Leylim, “Daha geçtiğimiz hafta, Yatağan’daki Lagina Hekate Tapınağı’nın yanıbaşında Bereket Enerji’nin kömür madeni kazısından antik bebek mezarları çıktığı, fakat kazı sırasında zarar gördükleri haberi geldi. Türkiye’nin her tarafı ortak miras alanı ile örtülü. Üstelik kömür maden ve santrallarının doğrudan tehdit etmediği alanları da iklim değişikliğinden en ağır etkilenecek bölgeler arasında yer alıyor. Kömür, tarihimizi tehdit ediyor. Dünya’nın gelişmiş ülkelerinin terk ettiiği kirli fosil yakıtları biz de topraklarımızda istemiyoruz. Geçmişi olmayanın geleceği de olamaz.” dedi.
350.org, UNESCO görevlilerini yıkıcı iklim değişikliğine neden olan ve küresel mirasımızı tehlikeye atan fosil yakıt projelerine karşı durmada liderlik göstermeye çağırıyor. UNESCO ‘İklim değişikliğine dair etik ilkeler” geliştirme sürecinde. Bu ilkeler şu anda taslak durumda ve Kasım 2017’de gerçekleşecek Genel Konferans’da son haline getirilecek.
Haeringer, “Kömür yeryüzündeki insanlık tarihinde iyi ya da kötü büyük bir rol oynadı. Eğer gelecek nesillere üzerine yaşamaya değer bir gezegen bırakmak istiyorsak kalan kömürü yerin dibinde bırakmamız gerekiyor. Yoksa gelecek nesillere bırakabileceğimiz tek miras kömür madeni, harap edilmiş bir iklim, tahrip edilmiş tarım arazileri ve topluluklar olacak. UNESCO’nun ulusal hükümetler üzerindeki etkisini, Dünya Miras Alanları’nı doğrudan tehdit eden tüm fosil yakıtların yer altından çıkarılmasını durduracak ve bu alanları olumsuz olarak etkileyen küresel iklim değişikliğini durdurabilmek için hükümetlere Paris Anlaşması altında verdikleri sözleri tutma çağrısını yapacak şekilde kullanmasını istiyoruz.” diye konuştu.
Kömür ve iklim değişikliği nedeniyle tehdit altında olan Miras Alanları’ndan bazıları:
-
-
Türkiye:Türkiye’de sayısız antik mekan tehlikede. Yatağan’daki Hekate tapınağı, Aliağa’nın yanı başındaki antik liman şehri Kyme, Bizans dönemine ait Pegae kalesi bu alanlardan sadece birkaçı. Eğer Türkiye daha fazla kömürlü termik santral inşa etme planına devam ederse, daha bir çoğu tehlike altına girecek.
-
Sundarbans Ormanı: Bangladeş hükümeti, Sundarbans Ormanı’nın ortasına Rampal kömürlü termik santralini inşa etmeye çalışıyor. Sundarbans Ormanı, soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türleri destekliyor, balıkçı topluluklara sakin bir hayat yaşama şansı sunuyor ve tüm ülkeyi tayfunlara karşı koruyor. Kömür külü ve gemi trafiği bu Dünya Miras Alanı’nı canlı tutan ekosistemi alt üst edecek.
-
Lamu Adası: 700 yıl boyunca Svahili, Arap, Hindu ve Avrupa kültürleri Kenya’daki Antik Lamu Kenti’nde bir arada yaşadı. Şimdi Kenya hükümeti, Amu Enerji Şirketi ile beraber Kenya’nın ilk kömürlü termik santrali olan Lamu Kömür Projesi’ni onayladı. Bu devasa yeni kömür projesinin küçük Kwasasi köyü üzerinde büyük ve olumsuz etkileri olacak. Proje ayrıca Lamu’nun deniz ekolojisini geri dönülemez şekilde değiştirecek.
-
Avustralya’nın Büyük Mercan Resifi: Mercan resiflerinin yaklaşık %50’si öldü. Bunun nedeni, okyanus sıcaklıklarının öngörülemeyen bir şekilde peş peşe iki sene resifin üçte ikisini etkileyen beyazlaşmayla artması. Avustralya Hükümeti, dünyanın en büyük kömür madeni olan Queensland’deki Adani madeninin açılmasını onayladı. Bu kömürün mercan resifleri üzerinden gemi ile gönderileceği, resiflerin kömür külü, su atı kazısı ve gemi kazaları ile daha da risk altında olacağı anlamına geliyor.
-