Cuma günü verilen karar, Avrupa’nın iklim adaleti konusunda önde gelen sivil toplum kuruluşlarından Urgenda’nın, Hollanda hükümeti aleyhindeki iklim davasının nihai kararı olmasının yanı sıra kurumun üçüncü yasal zaferi. Bu karar, 2015’de Lahey Bölge Mahkemesi’nde ve 2018’de Lahey Temyiz Mahkemesinde alınan olumlu kararların bir devamı niteliğinde.

20 Aralık’ta Hollanda Yüksek Mahkemesi, hükümetin 2020 yılında ülke ölçeğindeki emisyonların 1990 yılına kıyasla en az %25 azaltılması gerektiği yönünde alt mahkemelerde verilen kararı onadı. Yüksek Mahkeme, Hollanda hükümetinin iklim krizinin sorumluluğunu üstlenmemesi sebebiyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerini ihlal ettiğini belirtti.

Yüksek Mahkeme’nin kararı sonucunda Hollanda hükümeti, 2020’ye kadar %25 emisyon azaltım hedefine ulaşmak için ek önlemler almak zorunda. Bu durum, 2015 ve 2016 yıllarında devreye giren kömürlü termik santrallerin kapatılmasını gerektirebilir.

BM Çevre Programı, kararın açıklanmasından yaklaşık bir ay önce, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için emisyon azaltımının beş kat artırılması gerekliliğini doğrulamıştı.

Hukuki kararla ilgili olarak, Urgenda’nın direktörü Marjan Minnesma “Yargıtayın önemli kararından son derece memnunuz. Gelecek yılın sonuna kadar emisyonların %25 azaltılması hala mümkün. Urgenda’nın da aralarında yer aldığı 750 kurum, hükümetin bu hedefe ulaşmak için alabileceği 50 önlemi içeren bir liste sundu. Üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Hükümetin kararı bir an önce hayata geçirmesini bekliyoruz,” diyor.

Hukuki mücadeleyi başlatan davacılar arasında yer alan Damian Rau “İklim davamızın açıldığı yıl olan 2013’de 12 yaşındaydım. O zamandan bu yana pek bir değişiklik olmadı. Hükümetimizin iklim krizine yönelik harekete geçmedeki yavaşlığı beni ve kuşağımı endişelendiriyor. Hükümetimiz bu konuda yargı tarafından üçüncü kez uyarıldı. Hollanda Yüksek Mahkemesi’nin bu kararının, ihtiyaç duyduğumuz faaliyetleri hızlandıracağına ve hükümetleri sorumluluk almaya zorlayacağına inanıyorum. Karar, kimsenin güçsüz olmadığı ve herkesin fark yaratabileceği bir dünyanın mümkün olduğunu gösteriyor,” diyor.

Eski BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve eski İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Robinson “Madrid’de gerçekleşen BM iklim müzakerelerinden sonra, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik çabalarımızı ivedilikle artırmamız gerektiği netlik kazandı. Paris Anlaşması kapsamındaki taahhütlerimizi yerine getirememe ve insan refahının tarifsiz boyutta etkilenmesi tehditleriyle karşı karşıyayız. Hollanda’daki en yüksek mahkemeden alınan bu karar, hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadelenin ölçeğini arttırma yönünde yasal ve ahlaki bir zorunluluk olduğunu onaylıyor. İnsan haklarımız buna bağlı,” diyor.

Urgenda tarafından kazanılan dava, Hollanda’nın iklim politikasını değiştirdi. Hukuki zafer aynı zamanda Belçika, Fransa, İrlanda, Almanya, Yeni Zelanda, İngiltere, İsviçre, Norveç ve Avrupa Birliği’nin de aralarında bulunduğu iklim değişikliği konusunda hükümetlere karşı açılmış ve milyonlarca insanın desteklediği hukuki mücadelelere de ilham verdi.

Fotoğraf: AP Photo/Mike Corder – İklim aktivistleri tarihi davada çıkan zaferi kutluyor