BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin son raporu, kalbimizin, aklımızın ve haberlerin Ukrayna’daki savaşın mağdurlarıyla meşgul olduğu bir zamanda yayınlandı.
Dünya çapında göğüs gerdiğimiz korkutucu ve yakıcı krizlere bir de sarsıcı iklim raporunun eklenmesi iyice tuz biber ekmiş olabilir ve rapor gözden kaçmış olabilir.
Ama son IPCC iklim etkileri raporu da bir o kadar önemli. Küresel ısınmanın en kötü etkilerinden hâlâ kaçınma şansımız varken yayınlanan son rapor bu olabilme ihtimalini de göze alarak gelin beraber bu rapora bir göz atalım. [1]
Raporun feci olduğu doğru ama bize gidilecek yolu ve ne yapmamız gerektiğini de gösteriyor. Bir şeyleri değiştirebileceğimiz ve değiştirmemiz gereken on yıl bu on yıl.
Rapordan çıkardığımız beş başlık ve güvenli, yaşanabilir bir gelecek için mücadele yolları:
1. Etkiler zaten burada
Fosil yakıt sanayisinin üstümüze yıktığı iklim etkilerinden bazıları kalıcı. En azından dünya üzerindeki insanlar ve yaşam için anlam ifade edecek bir zaman zarfı içinde geri döndürülmeleri mümkün değil.
Geldiğimiz ısınma seviyesinin, dünyanın her yanındaki insanların üstünde hali hazırda vahim etkileri var: Gezegendeki insanların yarısı her yıl bütün bir ay boyunca su kıtlığı çekiyor. Kuraklıklar, yangınlar, seller ve hastalıklar daha sık ve daha şiddetli yaşanıyor. [2]
İstikametimizi hemen değiştirmezsek dahası da gelecek.
2. 1.5° derecelik ısınmanın ölümcül, dönüşü olmayan sonuçları olacaktır.
1.5° derecenin üstüne ne kadar çıkar, orada ne kadar uzun kalırsak kendimizi iklim etkilerinin kısır döngüsü içinde o kadar çok bulacağız. Mevcut etkiler kötüleşecek, hızlanacak ve atmosfere daha fazla sera gazı salındıkça ortaya çıkan etkiler de daha fazla, muhtemelen daha kalıcı olacak.[3]
Isınmanın her bir küçük parçası gezegenimizde yaşayan canlıların pek çoğu için daha fazla ıstırap demek. Fosil yakıtlar ve salımlar arttıkça etkileri kontrol etmek de o kadar güçleşecek.
Rapor açık, virgülden sonraki her bir rakamın yükselmesini durdurmak için mücadele etmeye değer.
3. Uyum sağlamak zorundayız ama bunun da bir sınırı var
Aşağı yukarı üç buçuk milyar insan, yani dünya nüfusunun yüzde 40’ı, iklim krizinin etkileri karşısında fazlasıyla savunmasız yerlerde yaşıyor. [4]Küresel ısınmanın buralardaki etkileri, insan yaşamının yanı sıra diğer türlerin de bel bağladığı kırılgan ekosistemleri yok edebilir.
Bu etkilerin bazılarına uyum sağlayabilecek olsak da, etkilerin tümü ve hepimiz için bu geçerli değil.
Uyum sağlamanın mümkün olduğu yerlerde bile, ön saftaki ülkeler kaynağa ihtiyaç duyuyor. Paralarını en çok fosil yakıt üreten ülkelerin yol açtığı iklim etkileriyle baş etmek için harcadıkları için bu ülkelerin çoğunun, temiz, yenilenebilir enerjiye yapılacak adil bir geçiş için ayıracak kaynak bulamamaları muhtemel görünüyor.
Fosil yakıt şirketlerinin ve fosil yakıt üreten ülkelerin neden olduğu hasarların bedelinin öncelikle bu hasarı yaratanlar tarafından karşılanmasını sağlamak zorundayız.
4. Harekete geçmek için hâlâ zaman var ve fosil yakıt devrini kapatmak üzere harekete geçilmesi şart.
“Tek evimiz olan dünyadaki yangının suçu onu en çok kirletenlerde.” BM Genel Sekreteri, IPCC iklim etkileri raporunu açıklarken doğrudan böyle söyledi. [5]
Fosil yakıt şirketlerinin sorumluluğunu en başından beri biliyoruz. Güvenli ve yaşanabilir bir dünyayı güvenceye almanın en bariz yolu da, bu şirketlere olan bağımlılığımızı sonlandırmak ve yenilenebilir enerjiye adil bir geçiş yapmak.
Raporu 195 ülke imzaladı. Bu da, hemen harekete geçmemiz gerektiğini kabul eden 195 hükümet olduğu anlamına geliyor. Eğer onlar gerekenleri yapmıyorsa, yapmalarını sağlayacak olan biziz—tıpkı daha önce yaptığımız gibi.
Hareketimiz sayesinde, Brezilya’da devasa bir açık ocak madeninin faaliyete geçmesi engellendi. Fransa hükümetine yaptığımız baskıyla, Kuzey Kutbu’ndaki bir gaz boru hattından yatırımını çekmesi sağlandı. Kuzey Amerika’daki Keystone XL boru hattını durduran hareketimizin aktivistleriydi. Yeni kömür santralleri kurmak gitgide daha zor hale geliyor.
Kazandığımız her bir mücadele, güvenli ve yaşanabilir bir dünyaya atılmış bir adım demek. Bu mücadeleleri vermeye değer çünkü her bir derecenin her bir parçası bile fark yaratabilir.
Her bir derecenin her bir parçasıyla binlerce, hatta milyonlarca insanın yaşamını kurtarabilir ya da daha iyi hale getirebiliriz.
5. Her ses fark yaratabilir
Bunlar tam olarak BM Genel Sekreteri António Guterres’in ağzından çıkan sözler: “Her ses fark yaratabilir.”
Senin sesin de öyle. Kazanmaya devam etmek istiyorsak bu harekete güvenmek zorundayız.
Güvenli ve yaşanabilir bir gelecek mücadelesinde yapabileceğin en güçlü şeylerden biri senin de mücadeleye katılman37. Arkadaşlarınla, sevdiklerinle sohbet etmenin bile büyük etkisi olabilir. Her muhabbet, fosil yakıt sanayisiyle olan mücadelemize katılmak için birilerine ilham verebilir. Ne kadar çok olursak o kadar güçleniriz.
Arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle bu sohbetleri nasıl açabileceğiniz hakkında daha fazla şey mi öğrenmek istiyorsunuz? Buraya tıklayarak, sayfadaki çevrimiçi eğitimlere göz atabilirsin
Kaynaklar
[4] https://www.bbc.co.uk/news/science-environment-60525591
[5] https://twitter.com/GretaThunberg/status/1498257768788148226?s=20&t=ugMCT9NBX0ChZwZbnaitIw
[6] https://media.un.org/en/asset/k1x/k1xcijxjhp