Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantısı’nın ilk gününde Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı onaylayacağını duyururken Çin, iklim değişikliği hedeflerine ulaşma yolunda ülke dışında yeni kömür santrali inşa etmeyeceğini açıkladı.
Bu gelişmeler ışığında Türkiye, enerji politikasından yeni kömürü çıkaracak şekilde revize etme ve kömürden çıkış için planlarını yaparken, Çin’in ithal kömür ile çalıştıracağı Hunutlu termik santrali yatırımını gözden geçirmesi gerekiyor.
Faaliyete geçtiği takdirde, Türkiye’nin kömüre bağımlılığını körüklemeye devam edecek olan ithal kömürlü Hunutlu termik santrali, ülkemizin sadece iklim değişikliğiyle mücadele kabiliyetini azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası sözleşmelerle küresel ölçekte koruma altında olan deniz kaplumbağalarının yaşamı için büyük bir risk olacak.
Zira, santralin yapıldığı Sugözü kumsalı, türün devamlılığı açısından Akdeniz’deki en önemli yuvalama alanlarından biri.
View this post on Instagram
Projenin başından itibaren 20’den fazla sivil toplum örgütü, santralin insan sağlığına, biyolojik çeşitliliğe, tarıma ve iklime yapacağı olumsuz etkilerini hem Türkiye’deki hem de Çin’deki yetkililere ulaştırdı. Ancak, gerek ulusal çevre mevzuatına gerekse Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bir süreç işletildi ve inşaat başladı.
Adana’da konuyu yakından takip eden Doğu Akdeniz Çevre Platformu Sözcüsü Dr. Sadun Bölükbaşı; 2019 yılında yapımına başlanan Hunutlu termik santralinin Çin’in bu kararı dışında kalmaması gerektiğini belirtiyor:
Bölükbaşı: “Sivil toplum örgütleri ve vatandaşlar olarak defalarca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuruda bulunduk; finansmanı sağlayan Çin bankaları ile konuşmaya çalıştık. Ancak, çabalarımız sonuçsuz ve cevapsız kaldı. Ne yazık ki tüm süreç, en başından beri şeffaflık ve katılımcılıktan uzak bir yaklaşımla yürütüldü.” dedi.
Sadun Bölükbaşı Çin’in geç kalan bu kararı yüzünden, Hunutlu’nun 30 yıl daha kömürün olumsuzlukları ile yaşamaya mahkum edilmemesi gerektiğini açıklıyor: “Hunutlu, “kılpayı” yapılan, ekokırıma sebep olan bir santral olmamalı; süreç, yeniden değerlendirmeye açılmalı. Başvurularımızın haklılığı, bir gün elbet anlaşılacak. Ama o gün, bugün olmalı. Kaybedecek zamanımız yok.“ dedi.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) İklim ve Enerji Programı Kıdemli Uzmanı Tanyeli Behiç Sabuncu ise “İklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini her geçen yıl daha şiddetli biçimde yaşıyoruz. Bilim insanları acil önlem alınmadığı takdirde küresel sıcaklık artışının önümüzdeki 20 yıl içerisinde kritik eşik olan 1,5 dereceyi geçebileceğine dikkat çekiyor. Böylesi bir tablo karşımızdayken tüm dünya ile birlikte Türkiye’nin de ithal veya yerli farketmeksizin kömür yatırımlarını sonlandırması gerekiyor.” dedi.
Sabuncu, SEFİA ile beraber yayınladıkları raporda, kömürden elektrik üretiminin yalnızca ekolojik değil ekonomik açıdan da rasyonel olmadığını öne sürdüklerini belirterek, bu çerçevede Çin Hükümeti’nin kararını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.
Bu karardan hareketle Sabuncu; Çin finansmanıyla inşası devam eden Hunutlu Termik Santrali’nin de bir an önce durdurulması gerektiğine inandıklarını açıkladı: “Bulunduğu bölgedeki biyolojik çeşitliliği ve halk sağlığını tehdit eden, öte yandan 26 yıldan önce kendini geri ödemesi beklenmeyen bu yatırımdan umarız ki bir an önce vazgeçilir.”
DAÇE’nin yürüttüğü, 350.org, CAN Europe, Doğa Derneği, Ekosfer Derneği, HEAL (Sağlık ve Çevre Birliği) ve WWF-Türkiye tarafından Hunutlu Kömürlü Termik Santraline karşı düzenlenen imza kampanyası 105 binden fazla kişi tarafından imzalanmış durumda.