Ukrayna’nın işgali ve bunun enerji fiyatları üzerindeki etkisi liderleri enerji dönüşümü hakkında büyük ve önemli sonuçları olacak kararlar vermeye zorluyor. Enerji arz güvenliği kaygıları ve ahlaki değerlendirmelerin teşvikiyile, birçok hükümet Rusya’dan fosil yakıt ithalatından kurtulmaya çabalıyor.

Bu kararların bazıları oldukça olumlu ve  ve bu geçiş sürecinde ivmeyi çok ihtiyaç duyduğumuz yenilenebilirlere çeviriyor. Yine de, yapılanların çoğunun daha önce ve daha sakin bir dönemde de yapılabilir olduğu gerçeğine üzülmemek mümkün değil.

Kararların bazıları ise, öngörüsüz ve yetersiz. Mesala bu hafta Almanya hükümeti, Rus fosil yakıtlarına sırtını hızla dönebilme girişimi olarak, Katar’la sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) temini için bir kontrat imzaladığını açıkladı.

Bu anlaşma, inşaası üç yıl ya da daha uzun sürecek iki LNG limanına yakılan yeşil ışıkla, Almanya’nın kayda değer ölçekte yeni fosil yakıt altyapısı kuracağı anlamına geliyor. Eğer yaşanılabilir bir iklimi sürdürmek istiyorsak, yeni fosil yakıt altyapılarına yer olmamalı, nokta.

Dahası, Çin’in Rusya’dan gaz edinme kabiliyeti ve de bazı raporlara göre isteği var. Böylece şu anda Avrupa’ya gitmekte olan doğalgaz kapasitesini Çin fiilen telafi edebilir (ve hayır, bu esnada kömür talebini de düşürmüyor). Yani Avrupa’da yeni fosil yakıt altyapısı + Rusya’dan Çin’e yeni boru hattı altyapısı, fosil yakıtlara kilitlenmek adına çifte piyango anlamına gelmekte.



Buna ek olarak, zengin ülkelerin mevcut kömürden çıkış tarihleri zaten hâlihazırda Küresel Güney’den kendi kömürden çıkış vaadlerinde bulunmaları hakkında meşru itirazlara neden oluyordu. (yani: “Almanya 2030’dan önce kömürden çıkış yapamıyorsa, gelişmekte olan ülkelerin yakın zamanda çıkış yapmalarını istemek adil midir?”

Şimdi, Almanya bir de kömürden çıkış tarihini ertelerse, bu, kömürden çıkış üzerine verilen mesajların kuvvetlendirilmesi beklenen İklim Zirvesi COP27 öncesi vereceği feci bir mesaj olacak.

Dünyanın yenilenebilir enerji kaynaklarını ve enerji verimliliğini geliştirmeye ve uygulamaya almaya dev kaynaklar yönlendirmesi gerekiyor. Bir gelir kaynağı, fosil yakıt şirketlerine uygulanacak ve aşırı kazancını sınırlandıracak bir vergilendirme olabilir, diğer yandan “Barış ve Özgürlük adına Isı Pompaları” gibi programlar da fiiliyatta uygulama için bir yol teşkil edebilir.

Şimdiden bazı hükümetler, fosil yakıt şirketlerinin savaş zamanı enerji dalgalanmalarından biçmekte olduğu aşırı kârın adil olmadığı ve toplumsal adalete zarar verdiğini anlıyor gibi. İtalya hükümeti, enerji faturalarının düşük gelirli hanelere yükünü azaltmak için, bazı enerji şirketlerine aşırı kâr ve değerlenme vergisi tahsis ettiğini ilan etti. Dünyanın fosil yakıtlara bağımlılığını azaltıp böyle bir yükün oluşmasını baştan engellemek ise bir sonraki mantıki adım.

Enerji arzındaki dev değişimler üzerine tartışma şimdi herhangi bir tarihte olduğundan daha büyük. Fosil yakıtla çalışan lobicilik makinesi düzenlemelerin esnetilmesi ve yeni fosil altyapısı için tam gaz bastırıyor. Bizim de şu anda gerçekleştirilecek çok önemli bir rolümüz var. Her zamankinden daha gür sesli, daha ısrarlı, daha mecbur kılıcı olmamız gerek.  

Bu dilekçeyi imzalayın ve hükümetinize fosil yakıtlardan kurtulmak için yenilenebilir enerjilere ve enerji verimliliğine odaklanmalarına dair çağrıya destek olun. 

(Çeviri. Orijinal metin için tıklayın)