Güvenli bir iklim ve daha iyi bir geleceğin mümkün olduğuna inanıyoruz. Sıradan insanların inisiyatifi ile inşa edilmiş, adil, eşitlikçi ve müreffeh bir dünyaya inanıyoruz. Peki oraya nasıl varacağız:

 

 

 

 

350 ne demek?

350 sayısı iklim güvenliği anlamına geliyor: atmosferde milyondaki karbondioksit oranını >400 ppm’den 350’nin altına çekmeliyiz.

 

350 küresel ve yerel bir iklim hareketi inşa edilmesi için çalışıyor. Amacımız liderlerin bilimin gerçekleri ve iklim adaletinin ilkelerine bağlı kalmasını sağlamak.

Bu hareket bütün dünyada yerelden yükseliyor ve herkes için daha iyi bir gelecek oluşturmak amacıyla birleşiyor. Çevrimiçi kampanyalarımız, yerel örgütlenmelerimiz ve kitlesel eylemlerimiz 188 ülkeyi kapsayan küresel bir ağ oluşturuyor.  

350 Türkiye, iklim adaleti çerçevesinde, kömürden ve bütün fosil yakıtlardan kurtulmak için yerel hareketlerle işbirliği içinde çalışıyor.

350, 15 Mayıs’ta küresel Break Free hareketinin bir parçası olarak Türkiye’de Fosil Yakıtlardan Kurtul eylemini düzenleyen Fosil Yakıt Karşıtı İnisiyatif’in bir parçasıydı.

 

 

Hedefler:

 


1) Karbonu yerin dibinde bırak

2) Yeni, daha eşitlikçi, düşük karbona dayalı bir ekonominin kurulmasına katkı sun
3) Hükümetlere karbon salımlarını kısıtlamaları için baskı yap


 

 

İlkeler:

 
İlke #1:

İklim Adaletine İnanıyoruz

İklim değişikliği uzaktaki soyut bir sorun değil, burada. Tüm dünyada insanlar küresel ısınmanın etkilerini hissediyor. Ada devletleri hızla sular altında kalıyor, yerlilerin toprakları fosil yakıt çıkarmak için sömürülüyor, çiftçilerin tarım üretimi düşüyor, gıda fiyatları artıyor.

En çok problem yaşayan topluluklara kulak vererek, iklim krizini en şiddetli yaşayanların önderliğinde mücadele ediyoruz.

 

İlke #2:

El Ele Verdiğimizde Daha Güçlüyüz

İklim değişikliği sadece bir çevre, sosyal adalet veya ekonomi sorunu değil. İklim değişikliği aynı anda bu sorunların hepsi. İnsanlığın karşılaştığı en büyük zorluklardan biri. Çözmek için beraber çalışmamız gerekiyor.

Bu da insanları bir araya getirmek demek; sadece çevrecileri değil ama öğrencileri, iş sahiplerini, inanç gruplarını, sendikaları, üniversiteleri ve daha fazlasını. Çıkarlar için değil, herkesin refahı için güçlü işbirlikleri kurmak demek.

 

İlke #3:

Kitlesel Hareketler Değişikliği Getirir

Şimdiye kadar gördük; dünya liderleri bu sorunu kendi başlarına çözemiyor. Sesimizi duyurmamız ve irademizi beyan etmemiz gerekiyor. Bu şekilde bir hareket olarak gücümüzü ve gerekli siyasi iradeyi ortaya çıkacağız.

 

 

 

Neden fosil yakıtları yerin dibinde bırakmalıyız?

Çünkü fosil yakıtlar dünya üzerindeki tüm yaşamı tehdit eden iklim değişikliğinin birinci sorumlusu. Kaldı ki enerji üretimi için fosil yakıtlara muhtaç değiliz. Yenilenebilir ve doğa dostu enerji üretim yöntemleri tüm dünyada hızla fosil yakıtların yerini alıyor. Hem fosil yakıtlardan kurtulup hem de ucuz ve temiz enerji mümkün. Ayrıca, yerel üretilen yenilenebilir enerji yöntemlerinin daha fazla istihdam olanağı sağlaması da cabası.