Bu yılın İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI) 2017, Tarihi Paris Antlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle beraber, yenilenebilir enerjide ivme ve enerji verimliliğinde olumlu gelişmeler yaşandığını gösteriyor. Bu cesaretlendirici trendler küresel düzeyde meydana gelirken, gerekli olan enerji devrimi hâlâ yeterince hız kazanabilmiş değil.
Türkiye listede 51. sırada yer alıyor ve notu ‘çok zayıf’ olarak derecelendiriliyor.
CCPI’nın başyazarı, Germanwatch’dan Jan Burck’e göre: “Küresel enerji devrimi için şartlar hiçbir zaman bu kadar iyi olmamıştı. Yenilenebilir enerji ve verimli teknoloji maliyetlerinin düşmesiyle birlikte, artık hükümetlerin Paris Antlaşması’nı ulusal yasaya dönüştürmemeleri için bahaneleri kalmıyor. Yenilenebilir enerjideki büyük gelişmelerin yanında fosil yakıtların gerilediğine dair olumlu sinyaller görmekteyiz. Şu ana kadar, düşen petrol fiyatları bu enerji kaynağının talebini arttırmadığı gibi, kömüre arkalarını dönmeye başlayan ülkelerin sayısı da artmaya devam ediyor.”
Politika kısmında ise, CCPI bazı ülkelerin hâlâ yeterince iddialı olmadıklarını ancak kimilerinin bu yıl içinde ilerleme kaydettiklerini gözlemliyor.
CCPI 2017’in ana sonuçları:
COP22’nin ev sahibi Fas (8. sırada), CCPI 2017’te yükseliş trendini devam ettirdi. Yenilenebilir enerjiye yaptığı çok büyük yatırımlar ve orta ve uzun vadeli iddialı hedefleriyle, Fas Afrika kıtasında bir öncü.
Pozitif trendler, CCPI 2017’te sıralamalarında ilerleme kat eden Hindistan (20. sıra), Arjantin (36. sırada) ve Brezilya (40) gibi, gelişmekte olan G20 ekonomilerinde de gözlemleniyor. Türkiye listede 51. sırada yer alıyor ve notu ‘çok zayıf’ olarak derecelendiriliyor.
Ancak hiçbir yüksek emisyon ülkesi 1.5-2°C derece limitine göre hareket etmemekte ve bundan dolayı sıralamanın ilk üç pozisyonu boş kalıyor. 4. sıradaki Fransa, geçen yıl Paris Antlaşması’nı mümkün kılan olağanüstü diplomasiden faydalanarak ilk defa tablonun en üstü sırasında yer alıyor . İsveç (5) ve Birleşik Krallık (6) önceki hükümetler tarafından çizilen ümit verici iklim politikalarından faydalanıyor.
Climate Action Network Europe (CAN Avrupa) / Türkiye İklim Politikaları Direktörü Elif Gündüzyeli, basın toplantısında: “Rapor, AB üyesi ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarını arttırmadaki liderlik pozisyonlarını, yeni iklim politikaları uygulamaya koymazlarsa kaybedebileceklerini ortaya koyuyor. COP22 ev sahibi Fas’ın index sıralamasındaki yerini bu yıl iki seviyeye arttırarak 8. sıraya yükseltti ve halihazırda ‘iyi’ derecelendirmesindeki tek AB üyesi olmayan ülke. Hızlı gelişmekte olan ekonomiler gruplamasında yer alan Türkiye ise geçtiğimiz yılki yerini koruyarak listenin 51. sırasında yer alıyor ve ‘çok zayıf’ olarak derecelendiriliyor. Bunu başlıca sebebi Türkiye’nin ulusal katkı belgesindeki hedefinin yalnızca artıştan azaltım üzerinden olması ve yetersiz nitelendirilmesi. Ayrıca Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisi merkezli yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek üzere ilerici iklim politikaları geliştirmemesi, aynı zamanda kömürü merkezine alan enerji politikaları ile kömüre verdiği teşvik ile imtiyazlar Türkiye’nin iklim performansı konusunda liderlikten uzak olduğunu gösteriyor. Hızlı gelişmekte olan ekonomiler, önlerindeki iklim liderliği fırsatlarını bir an önce yakalayarak ulusal iklim politikalarını, sürdürülebilir yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarını destekleyecek şekilde gözden geçirmeliler.” dedi.
Kanada (55), Avustralya (57) ve Japonya (60) (“çok zayıf” olarak tanımlanan) en alttaki grupta yer almakta. Sıralamada Japonya, Japon uzmanların hükümetlerini çok zayıf bir iklim politikası gütmekle eleştirdiği için, bir kez daha iki pozisyon geriledi. Avustralya enerji verimliliğinde geriledi ve hükümetin iddiasız iklim politikaları için eleştiriliyor. Dünyanın en fazla emisyonunu salan iki ülkesinin, Amerika Birleşik Devletleri (43) ve Çin’in (48) performansları CCPI tarafından hâlâ “zayıf” olarak değerlendirilmekte. ABD’nin performansı neredeyse Endeksin her kategorisinde kötüye gitti ve bunun sonunca birkaç sıra geriledi. ABD’deki seçim sonuçları devam etmekte olan geçişin hızına dair riskler taşıyabilir. Ancak, Donald Trump’ın başkan seçilmesinin CCPI 2017’de sunulan politika değerlendirmesine henüz bir etkisi olmadı.
Çin’in “zayıf” olarak değerlendirilmiş olmasına rağmen olumlu gelişmeler gözlenmekte; geçtiğimiz yıl küresel kömür tüketimindeki azalma sayesinde, Çin 30 kömürlü termik santralin inşaatını durdurmuştu.
Jan Burck: “Küresel çapta düşük karbonlu ekonomiye geçişin yaşanmakta olduğu ve hız kazandığı aşikar. Ancak, bazı ülkeler hâlâ kötü performans sergilemekte ve hatta geri adım atmaktalar. Artık Paris Antlaşması’nın uygulama aşamasına geçiyoruz ve tüm ülkeler hedeflerini iddialı ulusal politikalar ve karbonsuzlaştırma planlarına dönüştürmelidir” dedi.