Dün, Donald Trump, tarihte bir siyasetçinin yaptığı en riyakar ve ahlaksız konuşmalardan birini yaparak ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çıkacağını açıkladı. Gezegenin halklarının iradesi yerine fosil yakıt milyarderlerinin kârına öncelik verdi.

O konuşmayı yaparken biz de Beyaz Saray’ın dışındaydık, borazanlarımız, davullarımız, tencere tavalarımızla konuşmasını engellemek için elimizden gelen tüm sesi çıkarıyorduk (sesimizi boğmak için bir caz orkestrası çağırmaya mecbur kaldı). Konuşmasını bitirdiği anda, dünyanın dört bir tarafından yüzbinlerce kararlılık mesajını teslim etmek için kapısına dayandık.

 Jason Kowalski, 350.org mikrofonda

Sizin ve hepimizin sayesinde, bugün çok az kişi Trump örneğinin peşinden gidiyor. Avrupa’dan Çin’e, Hindistan’dan Pasifik’e Afrika’ya ve ötesine, dünya liderleri anlaşmaya sadık kalacaklarını açıklıyor. Birçok ABD’li politikacı onlara katılıyor. %100 yenilebilir enerji kullanımı vaat etmiş büyük şirketler vaadlerinin arkasındalar.

Maalesef Türkiye, anlaşmayı onaylamayan az sayıdaki ülke arasında yer alıyor.. Türkiye’nin Dünya’daki yeri, Trump’ın yanı olmamalı. ABD’de bile altmıştan fazla  Belediye Başkanı, kendi şehirlerinin Paris Anlaşması’na uymaya devam edeceğini açıkladı.

Trump’ın gezegene ve hepimize verdiği zarar gerçek. Ancak, tepki onun düşünebileceğinden çok daha fazla olacak.

Gelecek hafta, kararlılık mesajınızı teslim etmek için Birleşmiş Milletler’e gidiyoruz. Dünya liderlerine iklim hareketinin dimdik ayakta olduğunu göstermemize yardımcı olur musunuz? Buraya tıklayarak Paris Anlaşması ve iklim eylemliliği için olan desteğinizi gösterin, isminizi ekleyin.

İklim değişikliğinin canlar, yuvalar ve ekonomi açısından maliyeti sarsıcı. Fosil yakıt sanayii, her yıl milyonlarca ölümün sorumluluğuna ortak. Diğer taraftan, eylemliliğin faydaları o kadar açık ki: ABD’de yenilenebilirlerde kömür sektöründe çalışandan daha fazla insan çalışıyor ve dünya çapında yenilenebilir enerji sektörü 10 milyondan fazla insana iş sağlıyor.

İş dünyası, siyaset ve her sahada tüm liderlerin alması gereken tedbirler açık: Hiç gecikmeden %100 yenilebilir enerji kullanımı hedefi taahhüt etmek. Yeni fosil yakıt santralları ve projeleri inşa etmeyi bırakmak. Kömür, petrol ve doğalgaz şirketlerinden yatırımları geri çekmek.

Bunun dışındaki herhangi bir şey Trump’ın fosil hırsının kazanması, hepimizin kaybetmesi anlamına gelir.

Paris Anlaşması mükemmel değil, ülkelerin gönüllü taahhüdlerine dayanıyor. Fakat Anlaşma, dünyanın dört bir yanında iklim eylemliliğini öncelik hâline getirmek için mücadele eden milyonlarca insanın çabası sayesinde gerçekleşti. Bu insanların bir yere gittiği yok. Aslında, sayılarımız da sesimiz de yükseliyor.

Yani, gerek Trump’un aptalca kararı gerek Türkiye’de sanayi komisyonunun halkın iradesini köreltmeye yönelik tutumu nedeniyle öfkeli, hayal kırıklığı içinde ya da aldatılmış hissediyorsanız, yalnız olmadığınızı ve birlikte hala muazzam şeyler başarabileceğimizi bilin.